Yerkuşağı;
Seslerden, bize dayatılan kurallardan, doğayı hiçe sayışımızdan kaçışın romanı. MOY isimli küçük kız ile elele tutuşup mitolojik bir yolculuğa çıkıyorsunuz, YOKYERe, doğaya, içinize. Ve bu yolculukta size petrole batmış, bir insan tarafından hırpalanmış kuş ŞURİ, hayvan mı bitki mi insan mı belirsiz HAGRiN ve bir geyik türü CİCE eşlik ediyor.
Kolay okunur bir roman değil, her cümlede, her kelimede bir durup soluklanmanızı istiyor yazar.
Okuduğu bölümün, yazdığı araştırma kitaplarının büyük etkisi olan ve ilk kitabı Ahraz ile dikkatimi çeken Deniz GEZGİN kendine has kalemini daha da besleyip büyütmüş Yerkuşağı’nda.
Ocak ayı okumalarım içerisinde en beğendiğim kitaplardan biri oldu. Okumayanlar için Ahraz ve Yerkuşağı tavsiyemdir
İncelemeye başlamadan önce çok düşündüm, acaba ne yazsam da
Sadece Şeyma kitabının incelemesinin gördüğü ilginin onda birini bu kitap görür diye, ancak fark ettim ki meselenin benimle ya da kitapla ilgisi yok.
Ben de o yüzden içimden geldiği gibi, hiç kasmadan yazmayı uygun buldum. :)
Dostluk deyince aklımıza gelen ilk dostumuz kimdir? Kendi,
Özümüzden gelen eylemler düşünceli olursak bizi dalgalarla ve tüm olumsuz duygularla boğar. Ancak fikirlerimiz onlar inci taneleri gibi zamanla azimle bizi bekleyen değiştirebileceğimiz gerçeklerimizdir.