Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra

Esra
@1delininhatiradefteri
'Ayağı kırık bir at gibi topallıyordum ortasında hayatımın ve tüfeğin icadına asırlar vardı.'
Unutulmamalıdır ki aile, her koşulda çocuğun ilk ve daimi eğitmenidir. Okulun farkı ise aile terbiyesinden farklı bir müfredata sahip olmasıdır. Yani okul eğitimi, aile eğitiminin yerini tutmaz. Buna rağmen birçok aile, çocukları okula başladıktan sonra aile içi eğitimi ikinci plana atıp eğitim görevini okula devreder. Oysa ailenin eğitim görevi, üzerinden atamadığı ve atamayacağı en önemli görevidir. Bu görev mecburi yapılması gereken bir ödev değil, kalp atışı kadar doğal bir eylemdir.
Sayfa 32
Reklam
Bazı yetişkinler "büyük" olabilirler ama yetkin, yetişmiş olmayabilirler.
Sayfa 28
Bugün üzerine okumalar yaptığımız, egzersizler uyguladığımız, eğitimler aldığımız "ânı yaşayabilme", şimdiye uyanma hevesimiz çocuğun kendiliğinden bildiği, yaptığı, içine doğduğu bir hâl. Çocuk zaten şimdinin içinde! Yetişkin ise daha çok ya geçmişin bataklığında boğuluyor ya da müphem bir geleceğin rüzgârında savruluyor.
Sayfa 26

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dile uzak, doğaya uzak, insana uzak, kültüre uzak, yaşadığı zamana uzak insanın kendi özüne yakın olmasını beklemek, çekirdeği toprakla buluşturmadan topraktan bize bir erik ağacı vermesini beklemek gibidir.
Sayfa 17
Mükemmel olmaya çalışmak akan bir nehri borularla akıtmaya çalışmak gibidir. Hatasız olma hırsına kapılmak beyhudedir. Her nesil kendi hatalarını yapar. Hiçbir nesil de kendinden öncekilerin hatalarından kaçınarak hata yapmaktan kurtulmaz. Yeni nesiller çocuk yetiştirme konusunda önceki nesillerden çok daha mükemmel değil. Sadece farklı hatalar yapıyorlar.
Sayfa 16
Reklam
Dil öyle canlı bir varlık ki yaşamın kod çözücüsü gibi. İşte bir örnek: Zevç-zevce kelimeleri bizim dönemimizde erkek-kadın eşleri tanımlardı. Evlilik kelimesi de aynı kökten "izdivaç" kelimesiyle ifade edilirdi. Etimolojik olarak bakıldığında zevç-zevce "terlik teki" anlamına geliyor. Yani eşlerden biri terliğin bir teki, diğeri öteki tekidir. Terlik tekleri aynı mı, eş mi, benzer mi? Sadece bu kelimeden kadın-erkek eşitliği, feminizm, insan hakları, medeni hukuk gibi birçok alanda çıkarsamalar yapmak mümkün... Dil bu örnekte olduğu gibi yaşayan bir varlık olarak duygu ve düşünce dünyamızı bize resmediyor, bu şekilde kültürün düşünceyi ortaya koyan arayüzü olma niteliğini kazanıyor.
Sayfa 14
''Yeter bildiklerimiz be Ethem.'' dedi. ''Çok bilmek de iyi değil. Söyleme bilmeyeyim...''
Sayfa 200
Her şeyden, herkesten kaçmanın soluklanacak bir durağı var, ama kendinden kaçıyorsan durmadan kaçıyorsun. Durduğun, dinlendiğin bir an bile olmuyor.
Sayfa 198
Bilmezden gelmek bazen en iyisi. Bilmemeyi istiyorsun çünkü. Öyle olmamasını istiyorsun. Gerçeğin öyle olmamasını... Ama elinden bir şey gelmiyor. Kendi gerçeğini yaratıyorsun sonra, o gerçeğe öyle bir sarılıyorsun ki seninle beraber herkes inanıyor.
Sayfa 187
Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey.
Sayfa 171
Reklam
İnsan yüzüne gülmediğinde, yalanı kabul etmediğinde, doğruları çat çat söylediğinde geçimsiz oluyorsun. Varsın öyle olsun.
Sayfa 130
İçimde hep sevilmeyi bekleyen bir çocuk var.
Sayfa 126
Birimizin kasveti hepimize bulaşıyor böyle. Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Sayfa 123
Ailece birbirimizi senelerdir düzenli olarak görüyor ama tanımıyorduk.
Sayfa 10
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.