Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1kitaphanem

Çocuklar sahildeki kum taneleri kadar çok soru sorar. Hem de her gün... Sorular çocukların başına, lambaya üşüşen ateş böcekleri gibi toplanır. Ellerinizle kovalasanız da onlardan bir türlü kurtulamazsınız. Üstelik bu uçan, minik ve parlak soruların akıllara ne zaman ve nerede geleceği de hiç mi hiç belli olmaz.
Reklam
İyi bir öğretmen nilüferin yaprakları üzerindeki her şeyi silkeler , derdini parçalara ayırıp çevresindekilere bölüştürür, onu batmak üzere olduğu bu cehennemden kurtarır , perdelerini çeker ve pencerelerini güneşe açar.
Şair şöyle diyor : Ömürden geçip giden ve geriye kalan her şey güzel bir surette anılır. Bugünün görüntüsü yarının aynasında güzeldir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sair hatalar silinir, düzeltilir, telafi edilir, bu mümkündür. Fakat yanlış kişiyle, yanlış amaçla, yasak savmak için, desinler diye yapılan bir evlilik hüsranla sonuçlanır.
Nasıl sorusunu herkes sorar ama niçin sorusunu sormak bir anlamda terfi etmektir. İşte eskilerden aldığımız öz budur: "Niçin sorusundan korkuyorum evlat. Çünkü kalbimi O biliyor..."
Reklam
İnsan ihtiyaç duyunca öğrenir, yoksa bilgiye ulaşmak o kadar da zor değildir. Önemli olan mumun yanması, o heyecanın ve merakın uyanması, metafizik ürpertinin hasıl olmasıdır. Hakiki başarı, " Merhumu nasıl bilirdiniz?" sorusuna verilen yüz karartmayan cevaptır.
Ben Rabia
Ey benim sevincim, isteğim, desteğim! Ey benim yoldaşım, kuvvetim ve bütün dileğim ! Kalbimin ruhu sen, ümidi sen, desteği sen! Yol boyunca bütün azığım senin iştiyakın Sen olmazsan ey hayatım ben bu genişlikler içinde perişan olmazdım Senin kaç iltifatına mazhar oldum, Kaç bağışına kaç iyiliğine mazhar oldum. Şimdi ise, bütün dileğim, bütün zevkim, Ey kalp gözümün bütün cilası, senin sevgindir. Yaşadıkça senden ayrılmam. Hz.Rabiatü'l -Adeviyye
Sayfa 77 - NesilKitabı okudu
Ben Rabia
Ya İlahî , sen benden hoşnut ol da , bütün âlem bana kızgın yüz çevirsin Seninle aramızda bulunan her şey mamur oldukça, âlemle aramızda bulunan her şey yıkılıp harap olsa ne çıkar... Bir anda güneş sönse , ay düşse Yıldızlar birer birer dökülse . Karanlık bütün şekilleri silse ve âlem kendini kaybetse Ebedi sevgili kalbimde aşikârdır Mutlak güzelliğini ayan beyan gösterir gönül aynam Hz. Rabiatü'l-Adeviyye
Arzuhâl “İçinde mektup olan Mektubat’ı bir süre aradım, tahmin ettiğim gibi üst rafta duruyordu. Hemen tanıdım, tanımamak imkânsızdı, çocukluğumdan beri bu iki cildin kavuşma hikâyesi beni hep çok etkilemişti. İçeriği hakkında hiçbir şey bilmiyordum, ilgimi de çekmemişti. Ama Hâce’min her gün mutlaka bir parça okuduğu, özel zamanlarını ayırdığı kitaptı. Onları ayırmaya kıyamayıp her ikisini de raftan aldım, dayımın yatağının ucuna oturdum, kitabın sayfalarını biraz karıştırdıktan sonra sararmış zarfı buldum. Zarfın üzerinde, ‘Emanetime, Zühre’me’ yazıyordu. Ellerim titriyor, akan gözyaşlarım zarfın üzerine damlıyordu. Sakinleşmeye çalıştıkça içimdeki yangın daha da alevleniyordu. Zarfı aldım öptüm, kokladım. Nadide bir emanetmiş gibi titizlikle açtım. İç içe katlanmış sayfalardan uzunca bir mektup yazıldığını anladım. Hem bedenen hem ruhen sakinleşmeyi bekledim, yavaşça katlanmış kâğıtları açıp okumaya başladım.”
Nesil YayınlarıKitabı okudu
Hâce Alaeddin'in sözü geliyor aklıma: "Girdiğinde kapıyı yavaşça aç , çıktığında ise kapıyı yavaşça kapat. Bu dünya öyle bir yer ki haktan ibarettir. Canlı cansız, dilli dilsiz herkesin bir hakkı vardır. Kapıyı hoyratça çarpıp gidersen kapı senden hakkını, seni kendisine tekrar muhtaç ederek alır." Ben kapıyı çalmıştım. Kapı açılır mı, açılmaz mı bilmem ama kendisine kapı açılanlar kapıyı edeple çalanlardı. Edep ki ebediyen lazımdı!
Sayfa 353 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Baharı tebessümle karşılamak için kışın cefasına sabredilir. Bahçıvan gül dermenin derdindedir, dikeni gülden ayırmaz, bir gül için bin dikene su verir
Çocukluk
Unutmak çocukluğun en sevdiği oyundur nihayetinde. Ne zaman ki unutmayı unutursa , o zaman büyüyormuş insan .
Arzuhal
" Gönülden içeri girene bütün kapılar açıktır."
Kendimin bir diriliş eri olduğuma inanıyorum. Bir Diriliş Cephesi bulunduğuna ve kendimin de o cephede bir savaş adamı olduğuma, olmam gerektiğine inanıyorum.
Sayfa 1 - Diriliş YayınlarıKitabı okuyor
İnsan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. Bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat..
Sayfa 286Kitabı okudu
Kötü sözler söylenen sarmaşıkların hiç uzayamadığını, hep aynı uzunlukta kaldığını duymuş muydun? Bu da böyle bir şey galiba.
Sayfa 17 - Cezve KitapKitabı okudu
Reklam
İNSANA DAİR İnsan... Bu kelime tek başına zikredildiğinde ; bakışlar yere düşer, göz pınarları nemlenir, tüyler diken gibi ayağı kalkar, ardında uzunca bir sükût yerini alır ve kalp durmasada duracak gibi olur. Bu kelime tek başına yazıldığında ardından da üç nokta yan yana gelir; insanın bu hallerini anlatabilmek için. İmla kuralları müsaade etse; bu kelimenin ardından binlerce nokta, binlerce soru işareti ve binlerce ünlem yan yana konulabilse.
Sayfa 145 - BeyanKitabı okudu
Nüfusun artmasıyla doğal ortamları bitme noktasına gelen şehirlerde , uzlete çekilmek imkânsız hale geldi. Güne , kuşların cıvıltısıyla değil cep telefonlarının baş ağrısı yapan yaygaralarıyla başlıyoruz. Mekanik gürültünün had safhaya çıktığı şehirlerde ; doğanın sesini duyamaz , kendimizi dinleyemez olduk. Ne dinlenebiliyoruz ne de dinleyebiliyoruz...
Beyan YayınlarıKitabı okudu
Her şey , Yüce Allah'ın emriyle hareket eder elbet. " Her şeyin anahtarı O' nun yanında , her şeyin dizgini O' nun elindedir ." O , "Ben'den isteyin ki size vereyim " der bize . Yeter ki biz , istemesini bilelim.
Sayfa 65 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Çocuk
Aslında su gibidir çocuklar. Tertemiz ,berrak, akıcı , yağmur gibi... Çocuklarına baktıkça annelerin gözleri bu yüzden dolar. Üzerimize yağın çocuklar, sizinle ıslanmayacaksak büyümenin ne anlamı var ?
Sayfa 47 - Oyuncu AnneKitabı okudu
Özet
* Motivasyon türleri dörde ayrılır: dış motivasyon, içe yansıyan dış motivasyon, içselleştirilmiş motivasyon ve iç motivasyon. *Bir kişi bir işi zorlandığı veya ödül için yapıyorsa, yani yaptığı işi araç olarak görüyorsa, bu dış motivasyondur. Bir işi sevdiğinden ve ilgisinden dolayı yapıyorsa bu iç motivasyondur. *Bir insan hayatta olup bitenleri ne kadar kendi kontrolü altında görüyorsa, o kadar"iç kontrol odaklıdır", ne kadar kendi kontrolü dışında görüyorsa o kadar da"dış kontrol odaklıdır". Dış kontrol odaklı insanlar kendilerine birer piyon gibi görür. Kendilerine yabancılaşır. Başarılı ve mutlu olmak için iç odaklı olmak şarttır. *Ödül bireyleri dış odaklı yaptığı için, başarıyı ve mutluluğu olumsuz etkiler. *Bir insan kendini denetleyebiliryor, zevklerini erteleyebiliyor ,vizyonuna ulaşmak için disiplinli çalışıyorsa ,özdenetim becerisi yüksektir. Başarılı ve mutlu olmak için de bu beceri şarttır. *Ödül, bireyleri dışarıdan kontrol ettiği için, kişinin özdenetim becerisini zayıflatır .Bu da mutluluğu ve başarıyı olumsuz etkiler. * Bir kişide iç motivasyon geliştikçe, kişi hem iç odaklı olur hem de öz denetim sahibi olur.
Sayfa 59
Şu benzetme hoşuma gider: '' Her çocuğun içinde, sevgiyle doldurulması gereken bir 'duygu deposu' vardır. Çocuk gerçekten sevildiğinde, doğal ve olması gerektiği gibi gelişir. Sevgi deposu boş kaldığında, çocuk yanlış davranışlara yönelir. Çocukların yaramazlıkları genellikle bu sevgi deposundaki boşluktan kaynaklanır. "
Reklam
TEŞEKKÜR Sevgi evde başlar, yada başlamalıdır. Bu düşünceyi benim için anlamlı hale getiren, beni elli yıldan uzun bir zamandır seven babam Sam ve annem Grace'e teşekkürlerimi sunarım. Onlar olmasaydı, sevgi yazmak yerine arıyor olurdum.
İhtiyar Derviş'e birkaç iyi adamın alametleri soruldu. İhtiyar Derviş konuştu : '' Suda yürümezler, havada uçmazlar, aynı anda iki yerde görünmezler. Medyatik değiller. Gaibe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verilenlerden infak ederler. Hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden sakınırlar. ''
Sayfa 57 - MGV YayınlarıKitabı okudu
" Nen var Zeze?" " Hiç. Şarkı söylüyordum." " Şark mı söylüyordun?" " Evet." " Öyleyse ben sağır olmalıyım." İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
İstişare, amellerin bereketidir. İstişare isabet kaydetmenin en önemli yoludur. İstişare, Allah'ın bir işe bereket vermesinin en önemli vesilesidir. İstişare Allah'a bizi yaklaştıracak en önemli bir kurumdur.