Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

berfin

Günün birinde o çeşit sevgiyi de öğrenmeye hazır olurdum mutlaka, ama daha zamanı değildi. Önce kim olduğumu keşfetmem lazımdı. Tutmam gereken bir sözüm, seveceğim canım Bey'im ve öğrenecek çok şeyim vardı.
Reklam
"Ölüm bazen o denli çabuk gelmiyor. Ölümle savaşmak gerekiyor. Gülünecek en uygun anda gülmeyi kasıklarıma hapsedişim bundandır belki. Ölmeye yatarken ölümle savaşmak gerekeceğini düşünmemiştim."
Korku sessizliği doğurur, sonra sessizlik korkuyu doğurur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ağlicam çok güzeldi:')
"On dakika içinde dönerim E’nememen Asfah," dedi Orr işverenine, yağmurluğunu almaya giderken. "Bütün akşam senin," dedi Uzaylı. "Vakit var. Dönüşler var. Gitmek dönmektir."
T. S. Eliot’ın bir şiirinde, insanın gerçekliğin fazlasına tahammül edemediğini söyleyen bir kuş vardır; oysa kuş yanılıyor. İnsan evrenin bütün ağırlığını seksen yıl boyunca gıkını çıkarmadan taşıyabilir sırtında. Asıl gerçekdışılıktır onun tahammül edemediği.
Reklam
"Dertlerin sökülmüş kumaşını dikip onaran uyku,"
Olanı inkâr ettikçe, olmayanın pençesine düşerdi insan, boşluğu doldurmak için hep birden üşüşen zorlantıların, fantazilerin ve dehşetlerin pençesine düşerdi bunu biliyordu.
"Biz dünyanın içindeyiz, ona karşı değiliz. Bir şeylerin dışında durup onları bu şekilde yönetmeye çalışmak sonuç vermez; ne yaparsanız yapın; hayata ters düşer bir kere bu. Bir yol var, ama onu izlemeniz gerek. Biz dünyanın nasıl olması gerektiğine dair istediğimizi düşünelim, o yine de olduğu gibi. Onu kendi haline bırakmak gerek."
Güç istencinin özü tam da budur zaten, büyümedir. Başarı ise onun iptalidir. Güç istenci varlığını sürdürebilmek için her ergiyle daha da artmalı, o ergiyi daha yüksekteki bir sonraki hedefe uzanan bir basamaktan ibaret kılmalıdır. Elde edilen güç ne kadar büyük olursa, daha fazla güce sahip olma iştahı da o denli artar
Reklam
Büyük özyıkım, temelsiz korkulardan doğar. Lütfen kendinizi ve başkalarını yok etmeye son veriniz.
Konuşacak birine ihtiyaç duyuyordu, kim olduğu hiç önemli değildi, yeter ki bir can olsundu; birilerine neler hissettiğini anlatmalıydı ki, sahiden bir şey hissedip hissetmediğini anlayabilsin.
Yalnız kendi varlıklarını yadsımış olanların oynamaya can attığı bir oyundur Tanrıcılık.
Şöyle söyleyeyim, babam, beyaz olduğu için annemden tam anlamıyla nefret ediyordu. Ama bir yandan onu seviyordu da. Anneme gelince, o sanırım babamın siyah oluşunu, babamın kendisinden daha çok seviyordu. Buyur buradan yak, şimdi ben ne oluyorum bu durumda? Asla bir cevap bulamadım bu soruya." "Kahverengi," dedi Orr usulca, kadının sandalyesinin arkasında dikilerek. "Bok rengi yani." "Toprağın rengi."
Canım çiftim♡♡♡Kitabı okudu
Bilinmeyen dünyanın karanlık şeyleri, ister hakiki bir iletişim yoluyla olsun, ister uçurumun erişilmez uzaklıklarının hayali bir büyüteç altında büyümesi yoluyla olsun insana komşu oluverirler...
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.