Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceyda Öğretmenim

Ceyda Öğretmenim
@35ceyda17
Sıkı Okur
İnsanların, övgü dolu cümleleri kötü niyetlerle kullandıklarını farkettiğim günden beri takdir edilmekten rahatsız olan bir lüzumsuz insan. Her insan bir kitap , anlamak için sabırla okumak gerek...
Tesadüfün pek merhametli olmadığını ve birbirine böyle yakın olanları bir ikinci defa karşı karşıya getirmediğini biliyorlardı. Fakat konuştukları dil, diğer kırlangıçların diliydi ve bu dilde söylemek istedikleri șeyleri söylemekten utanıyorlardı. Bu dil onların içindeki şeylere uygun değildi.
Reklam
Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama ? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varamayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa , 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çok konuşmaz, konuştuğu zaman da içindekilerden bize bir şey sezdirmezdi. Neler hisseder , neler düşünürdü? Onu bu dünyaya bağlayan şey neydi? Hiçbirimiz bilmezdik. Acaba birisini sevdiği için mi, yoksa hiç kimseyi sevmediği için mi bu kadar yanık bu kadar derinden çalıyordu?..
Eşit yetilere sahip çocukların konuya olan sevgileri veya nefretlerine bağlı olarak üstün bir matematikçi ya da tersine matematik konusunda umutsuz vaka olabileceklerine ikna olmuş durumdayım. Tutku yeteneği besler, bu nedenle anne baba ve öğretmenler çocukların matematiğe karşı olumlu veya olumsuz tutum geliştirmelerinde hatrı sayılır bir sorumluluk sahibidirler.
Reklam
Dakikalarımızın sayılı olduğunu biliyor ama saymaya cesaret edemiyordum.
Yüz yaşında, yitirmeyi ve kederi yenmesini öğrenmiş olursunuz muhakkak... yoksa bunlar ölünceye dek peşinizi birakmaz mi? Yüz yaşında, kardeşler unutulur, oğullar unutulur, sevilenler unutulur, kimse hiçbir şeyi hatırlamaz, en perişan olmuşlar bile hatrlamayı unutur. Anneler ve babalar öleli çok uzun zaman olmuştur. Hatrlayan çıkar mı?
Kendi ha­reketlerinin sorumluluğunu yüklenmeyen insanlar çoğu kez neler olup bittiğini umursamazlar.
Her insanın bir hikâyesi vardı ve o hikâyeyi dinleyene kadar kimse hakkında büyük yorumlar yapmamak gerekiyordu.
Sıradan olduğu için mükemmel olan hayatlarını, hiçbir șey bilmemenin verdiği rahatlıkla sonuna kadar yaşıyorlardı. En üzücü taraf da muhtemelen hiçbiri, ellerindeki bu değerin farkında bile değildi.
Reklam
Elimizdeki en kıymetli şey olan zamanı , ihtiyacımız olmayan bir sürü eşyaya sahip olmak için kullanmak modern insanın laneti gibiydi. Temel ihtiyacı olmayan lüksleri hayatı­na sokup daha sonra o lüksler olmadan yaşayamıyordu insan. Modem zamanlar, lüks ihtiyacı temel ihtiyaca dönüştüren ga­rip bir denklem kurmuştu adeta.
Hal­buki daha birkaç dakika önce doğum günü çocuğu modunda gülümsüyordu. Ama hayat istemiyordu gülmesini. Yine aynı şeyi yapmıştı. Ne zaman eğlenecek bir şey bulsa bir şekilde onu elinden alıyordu. Çocukluğundan beri her günü böyle geçmişti.
Herkes, dünyasını aydınlatabilecek birilerini arar durur. Oysa asıl ihtiyacınız, etrafınızdaki karanlığın en siyah olduğu anlarda bile yanınızda oturabilecek birisidir.
Öyle bir noktada­yım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de ola­bileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Perişan bir haldeydim, fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit vardı. Sabahattin Ali
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.