Bir ağaca bakıyorum şimdi
Başladığı yerde bitiyor dünya
Alışıyor dil şimdi
Azı dişinin bıraktığı boşluğa.
Bastırıldı nihayet hayatın kadife kalesinde çıkan isyan.
CEVŞENÜ'L-KEBİR
Işıl. Uzun siyah saçlı kız
Bu rutubetli mektup selamlarla doludur.
Hüznümü assam kururdu ütü masasına.
Ama çoraplarım kurumayacak sabaha.
Hem bilirsin,
Yağmur kadar İzmirliyimdir.
Plastik gardırobumun karnı deşilmiş.
Sanki kanat çırpmaya hazır bir martı.
İşe yine geç kalacağım.
Kızarsa, müdüre bir parça gevrek
yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak, yani ağır bastığından.
geceleyin bembeyaz ıhlamur ağaçları/ yanıldıkça lüzumsuzluğumu anlayıp/ insan yaşadığından utanıyor/ uykularımızda yalnızlık korkuları/ dışımız en küstah yanlışlıklar/ içimiz en başka türlü ayıp
Şurada bir kapı olmalı
Senin ölümsüzlüğüne açılan
Bir kapı olmalı şurada
Bulabilsem
Kollarımın bütün gücüyle vuracağım
Er geç sesimi duyuracağım sana
Başımı soğuk demirlere dayayıp
Adını söyleyeceğim mahşer gününe kadar