Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aisha Askerova

Aisha Askerova
@Aisha_Askerova
2024-cü il devizim: " Get over and try to the best of everything. Compete only with yourself".
Bir tanrılar ulusu olsaydı, demokrasi ile yönetilirdi. Böylesi olgun bir yönetim insanların harcı değil.
Reklam
Malo periculosam libertatem quam quietum servitium. (Tehlikeli özgürlüğü kölece rahatlığa değişmem)
İşte bunun için ünlü bir yazar cumhuriyetin ilkesi olarak erdemi göstermiştir. Çünki erdem olmazsa, bütün bu koşullar sürüp gidemez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçeği hiç bir şey değiştiremez...
Sözcüğü tam anlamında alırsak, diyebiliriz ki, gerçek demokrasi hiç bir zaman var olmamıştır ve olmayacaktır. Çoğunluğun yönetmesi ve azınlığın yönetilmesi doğal düzene aykırıdır.
Demokrasi yönetimi genel olarak küçük devletlere; aristokrasi yönetimi orta devletlere; monarşi yönetimi de büyük devletlere elverişli gelmektedir. Bu kural doğrudan doğruya ilkeden çıkmaktadır. Ama kural dışında kalabilecek bir sürü durumu nasıl sayıp dökelim!
Reklam
Kusursuz yasalarda özel ya da bireysel istemin hiç yeri olmamalı; hükümetin bütününe özgü istemse, her zaman üstün gelmeli ve istemlerin tek temeli olmalıdır.
Öyleyse hükümet nedir? Yurttaşlarla egemen varlığın karşılıklı ilişkilerini sağlamak amacıyla kurulmuş, gerek yasaları yürütmek, gerekse politik ve toplumsal özgürlükleri sürdürmekle görevli, aracı bir bütündür.
Kitabın her sayfasından alıntı çıkıyor...
Her birey yalnız kendi çıkarına uygun yönetim biçiminden başkasını denemediği için iyi yasaların yüklediği sürekli yoksunluklardan elde edeceği yararları kolay kolay göremez.
Yasacı makineyi bulan mühendistir, kralsa onu kurup işleten bir işçiden başka bir şey değildir. Montesquieu der ki: "Toplumların ilk günlerinde cumhuriyetin başları kurumları kurar, sonra da kurumlar başları yetiştirir".
Her türlü adalet Tanrı'dan gelir; adaletin kaynağı yalnız odur. Ama biz adaleti bu kadar yülsekten almasını bilseydik, ne hükümete ihtiyacımız olurdu, ne de yasalara.
Reklam
Günümüzü böyle tarzda okumak çok garip his ettiriyor...
İyi yönetilen bir devlette cezalar azdır. Bunun nedeni bağışlamaların çokluğu değil, suçluların azlığıdır: Çökmekte olan bir devlette suçların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar.
İlkeye hangi yönden bakarsak, bakalım, hep aynı sonuca vararız: Yani toplum sözleşmesi yurttaşlar arasında öyle bir eşitlik kurar ki, her kes aynı koşullar altında verdiği sözle bağlanır ve her kesin aynı haklardan yararlanması gerekir.
Bizim politika yazarlarımızın yaptığı hokkabazlığın da bundan pek aşağı kalır yeri yok; toplumun bedenini panayır oyunlarına yaraşan o el çabukluğuyla parçaladıktan sonra bu parçaları bilinmez nasıl bir araya getiriyorlar.
482 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.