Son zamanlarda kendim ve Aşık Filozof olmak arasında nasıl bir bağ kurduğumu düşünüp duruyorum. Ve şimdi anlıyorum ki Aşık Filozof sadece bir lakap değil. Aynı zamanda bir simge... Dünyaya ve hayata duyduğum sevginin ve bağın bir sembolü. O benden ayrı.
Ben insanlara öfke, dışlanmışlık ve hüzün hissederken o aynı şekilde sevmeye, aşık olmaya devam edecek. Tıpkı bir anne, bir baba, bir peygamber edasıyla, ben nasıl olursam olayım, davranmaya devam edecek. Bu yüzden:
Aşık Filozof'un bir ismi yok. O herkes olabilir. Aysel, Cüneyt, Mehmet bile. Ancak henüz kendini belli edecek güce sahip değil. İleride beni aşacak. Buna inanıyorum. Çünkü o sevginin, barışın, hoşgörünün, arkadaşlığın ve aşkın sembolü olarak insanlar tarafından benimsenecek. Kısacası bana öğretilen şeyler, inandığım ve aradığım şeyler.
Balık bir gün Aşık Filozof'a hayatın ve yaşamın bir anlamı olmadığını söyledi. Anlamı olmayan bir hayatta; sevginin ve nefretin duyulması anlamsızdı, aynı zamanda güveninde. Ama bu imkansızdı. İnsan, yaşadıkları ve hatta yaşamadıkları karşısında duygularına engel olamaz. Ne nefret ne sevgi hiçbir zaman sınır tanımaz. Onları yok etmeniz için önce insanı yok etmelisiniz.