Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Nagehan
Nagehan
@Albayamektupyok
30 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
İçimizdeki Doppler'i Bulabilecek miyiz ?
Kitabin adı "Bildigimiz Dünyanın Sonu" olsa da aslında gezegenimiz olan dünyamızdan değil de kendimize oluşturduğumuz güvenli alanlarımız, olağan gündelik yaşamımız, her gün yaptığımız ritüellerden oluşan konfor alanımızın yani küçük dünyalarımızın, bize özel dünyamızın sonu Doppler'in dünyasının sonu üzerinden bize sorgulatılmış. Bildiğimiz dünyanın sonu bir devam kitabı. İlk kitap Dopplerde karakterimiz, içinde yaşadığı bu dünyayı aslında adı konmamış köleler olduğumuz üzerinden eleştiriyor bunu da gündelik hayatın basit eylemlerindeki saçmalığı, neden bunları yaptığımız, amacın ne olduğu gibi sorgulamaları komik bir üslupla ele alarak yapıyor tam olarak kendisine ne olduğunu anlayamasa ve buna bir ad koyamasa da artık şehir hayatı, iş hayati, evlilik hayatından kendini soyutlayarak kendisini bulmak, kendi varlığını hissetmek, belki de amacının ne olduğunu kendisinin de bilemediği bir yolculuğa çıkıyor nereye mi? Ormana, hem de tek başına. Tek arkadaşı var geyik Bongo. Bir insan dünyasının sonunu kendisi belirleyebilir mi hem de bir geyikle beraber? Neden olmasın? Doppler bunu başardı. Hatalar yaparak, pişman da olarak zaman zaman mutlu da olarak. Ama düzene uymadı. Kuralları kendisi koydu... Belki de bu kitap içimizdeki Doppler' e selam vermemizi sağlayacak.
Başımıza İnen Balta
Suç ve ceza için bir yerde uykuları kaçıran kitap yorumunu okumuştum uykudan uyandıran kitap da denebilir bence. İlk kez lisedeyken okuduğum bu kitabın tam metnini okuduğumda ise neden bu kadar geç kaldım dedim. Okurken büyük bir keyif aldığım derin bir felsefesi olan roman. 700 sayfa ama çok sürükleyici, karakterlerin her birinin ince ince işlenmiş hikayesi hepsiyle empati kurabilmenizi, suça da cezaya da farklı yönlerden bakmanızı sağlıyor. Karakterlerin hepsi her gün yanımızdan geçen birileri, içimizden, o kadar gerçek, bildigimiz ama hikayesini dinlemedigimiz bolca yargıladığımız. Sıradan bir polisiye, suç-suçlu ilişkisi değil derin bir psikolojik alt yapısı,derin bir felsefesi var. Diyalogları okurken Raskolnikov olarak konuşan da, her koşulda Raskolnikovun yanında olan Razumihin de, Sonya da, yaşlı tefeci de, Lizaveta da sizsiniz. Kafasına balta inen de baltayı sallayanda sizsiniz. Aslında suç ve ceza "zihnimize inen bir balta" hem iyi hem kötü olduğumuzu bize anlatan bir balta. "Onun baltası aslında sorgulanamaz bir kötülükle değil yüce düşüncelerin ve manevi ahlak duygusunun kararlılığıyla kokuşmuş çarlık düzeninin ensesine iner." tam da anlatılmak istenen bu.
"Neymiş efendim, onların bildiği gerçekler varmış! İyi ama, gerçek her şey demek değildir ki… Hiç değilse işin yarısı, bu gerçeklere nasıl bakıldığına bağlıdır.”
