Bu dünyada hepimizin, her birimizin bir sürü kusuru olduğu
su götürmez. Ama, bir gün gelecek, umarım yakında bir gün, bu kusurları ölümlü
bedenlerimizde bırakıp sıyrılacağız.
Uykunun kendisini içine attığı o derin bilinçsizlik halinden nefret ediyordu. Yapılacak, yaşanacak o kadar çok şey vardı ki. Uykunun, hayatından çaldığı bir dakikayı bile çok görüyordu.
Gündoğumundaki tatlı uykusunu çalar saatle çözmeye çalışan insanoğlu ne de çok tembelleşmişti. Çalar saatin ötüşü müdür insanı uyandıran, yoksa bilinçaltı mıdır insanı saatin çalgısıyla buluşturan?
İnsanların dünyanın her yerinde acı çektiklerini ve ancak sınırlı sayıda insanın mutlu olduğunu kendim yaşayarak değil de, binlerce kitap okuyarak mı öğreneceğim.