Gazap Üzümleri , bireylerin çaresizlik içinde sistemin kurbanı olmasının, toplumsal adaletsizlik ve yoksulluğun bir portresi gibi. Sanayi devrimi sonrası halkın zor durumu, o günün toplumunu ve benzer şekilde bugünü de etkileyen bir hâl alıyor. Belki de gelecek kuşaklara yapay zekanın yaşatacakları gibi… Kitap, bencillik ve fırsatçılıkla, insanların birbirlerinin zorluklarını nasıl kendi çıkarlarına dönüştürmeye çalıştığını sorguluyor. Ancak bir yandan da insanların içinde var olan değişim arzusunun, toplumları dönüştürme gücüne dair bir umut barındırıyor. Yine de her şeyin, kişisel ve toplumsal düzeyde, sınıf farkları ve statüye dayalı mücadelenin gölgesinde kalması, daha derin bir kavrayışa zemin hazırlıyor. Tanrı sorgulamaları ve adalettin ne olduğunu çözmeye çalışan bireylerin çıkmazını hissettiriyor.
Zihnimde dönüp duran düşünceler, insanların karamsarlık içinde düşündükçe ne kadar fazla kaybolduklarını ve bu kayboluşun sistem tarafından nasıl manipüle edildiğini gösteriyor. Yazarın anlatımı, bir film sahnesi gibi zihnimde canlanıyor; yavaşça ve çok durağan ama keskin bir şekilde toplumsal yapıyı sorguluyor. Akıcı hikaye sevenler zorlanacaktır. Korkular değişiyor, ama korku hep kalıyor. Çaresizlik içinde daha da karamsarlaşan bir toplum, bir halk, ancak en acı gerçekleri hissettiren bu tür anlatımlarla varlığını sürdürüyor.
Kitap sonucu olmadan mı bitti hayat gibi devam mı etti!, karar veremedim.
Konuşmalar ”ı, sözün gücüyle insanın iç dünyasını ve toplumsal düzeni şekillendiren bir rehber. Onun özlü sözleri, erdemli bir yaşamın pusulasını sunarken insanı kendi içinde bir yolculuğa çıkarıyor.
Bu kitap, hem kendinizi hem de çevrenizi anlamak için sade ama derin bir çağrı: “Bir şey değiştirmek istiyorsan önce kendinle başla.” Sözcüklerin ağırlığı altında ezilmeye değil, yükselmeye davetlisiniz.
Konfüçyüs der ki: ‘’Beni anlamazlarsa endişe etmem; endişem, benim onları anlayamamamdır.’’ S:4
Konfüçyüs’ün öğretileri, bugün hâlâ hayatımızın mihenk taşı olmaya aday. Çok şey anlatmaz, ama tam da ihtiyacınızı söyler.
Alper der ki: “Kitaplar, düşünceyi büyütür; okuyanlar ise kendilerini.”
KonuşmalarKonfüçyüs · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,561 okunma
Konfüçyüs der ki: ‘’Ahlâk olmadan öğrenme, çalışma olmadan aktarılan öğreti, doğruyu duyup da yanında olmamak, hatalı olup da düzeltmemek; işte bunlardır benim endişelerim!’’