"Hürriyet" naraları atarak cemiyetin tarih, kültür ve ülkü bağlarını çözmeye çalişan, milli bütünlüğü sarsarak "insan yığınları" ihdas etmek isteyen propagandalara karşı hassas ve uyanık olmak şarttır. Dün, dini fırka ve sınıf kışkırtıcılığı yaparak cemiyetimizi parçalamak isteyenler, şimdi insanlarımızdaki tarih şuurunu yıkarak "köksüzlük duygularını" geliştirmek, kültür bağlarını çözerek "yalnızlık duygularını" derinleştirmek ve cemiyetin idealist karakterini yıkarak "bencilleştirmek" istemektedirler. "Basın hürriyeti" adina, bir "fuhuş edebiyatının" ve "müstehcen neşriyatın" birden bire arttırılmasınin gerçek hedefi de budur. Maksat, Türk-İslam kültür ve medeniyetinin millî ve mukaddes değerlerini berhava etmektir. Böylece cemiyet cözülecek, içtimai bağlar zayıflayacak, akıl hastaları çoğalacak, intihar grafikleri yükselecek, birbirinin istırabına ve çilesine karşı lakayt bir cemiyet doğacaktır. Kisaca "cemiyet ve millet" yok edilecek, yerine birbiri ile irtibatsız "insan yiğinları" gelecektir. Evet, oyun budur ve fakat milletimiz bu oyunu da bozacaktır.