Kitap güvenlik kavramına tanımlar getirerek başlar. İlk yuzyıllardan modern günümüze kadar güvenliğin değiştirdiği anlamları sırasıyla aktarıyor. Dijital cagdaki biyoguvenlik utopyasina da ufak bir değiniyor. Biraz hukuk ve sosyoloji alt yapısı olmayanların okumakta zorlanacağı bir kitap diyebilirim. Oldukça zengin bir kaynakçaya hakim bu da sizi epiktetostan, foucault a kadar bir çok kuramcının yanından geçiriyor. Tavsiye edilir, keyiflidir ama baştan söyleyeyim bitirmesi uzun sürer
Bir kez bu dünyada hiçbir seyin sağlam olmadığı düşüncesini kabul ettikten sonra, kişinin o dünyaya dair değişmez hakikatler ileri sürmekten vazgeçmesi çok iyi anlaşılır.
O bir gün uyanacak, talihsiz adam, ellerini dizine vurmaya başlayacak, başını ellerinin arasına alıp sürdüğü aşağılık hayata bağıra çağıra lanet okuyacak, rezilliğinin kefaretini acılarla ödemeye razı olacak.
Makar ve varvara arasındaki mektuplasmalarda; soğugu, yaşamın zorluğunu, kimsesizligi hissediyorsunuz. Her şeyini yitirmiş genç bir kadının düzgün yaşama arzusu ile ihtiyar bir memurun bozuk hayatı birbirine değiyor. Kitabin verdiği mesaj tam olarak, makarın ceketinden kopan düğmesinin ekselanslarının ayaklarının önüne yuvarlandıgı bölümdür. Makarın utancını, birilerinin gündelik hayatta sizi ezdiği kötü anlarınızda paylaşıyorsunuz. Hayatın altın tepside sunulmadığı bizler de, kendini hiçbirsey hissedemeyen makarın ve varvaranın elinden tutuyoruz. Sürükleyici ama yazarın ilk kitabı olması nedeniyle bir Dostoyevski tadı vermiyor...
Hak arama uğruna hayduta dönüşen kahramanın çıktığı yolda, soyluların dokunulmazlığıyla kayrılmalarıyla, karşılaşmasi yargı yolunda korunacak bir çok haktan daha ileri olmasını konu ediyor. Eninde sonunda dilediği olan ama bu uğurda kellesi koparılan bizlere değdi mi dedirtecek cinsten bir hikaye. Trajikomik yani ise adamin uğruna canını verdiği soylularla mücadelesi sonrasında kendisinin ölümünden sonra çocuklarının soylu unvanı alması.
Ne yazık ki yuzyıllar önce yazılmış olsa bile hala bir yerden tanıdık geliyor.
Michael KohlhaasHeinrich Von Kleist · Can Yayınları · 2019824 okunma