Gölgesiyle kopukluk yaşayan insanlarda sık görülen bir davranış vardır: Kendilerini doğrudan ilgilendirmediği halde, diğer insanların bazı davranışlarını ya da yaşam biçimlerini yargılama biçimi. Çünkü bu insanlar, varlığını yadsımış oldukları gölgelerini kışkırtabilecek davranışları başkalarında gördüklerinde , kendi gölgelerini denetim altında tutabilmek için o insanları insafsızca yargılama ve aşağılama gereğini duyarlar. Ama bu bilinç dışında işleyen bir mekanizma olduğundan , kendi gölgelerini yargıladıkları insanlara yansıtmakta olduklarını farketmeleri mümkün olmaz. Diğer insanların davranışlarına yönelik yargılamanın gerisinde, kendilerini “Bu ben olamam “ mesajıyla rahatlatma ihtiyacı bulunur. Eleştirilen davranışların içeriğinin , eleştirenin gölgesinin içeriğiyle özdeş olması gerekmeyebilir. Aslolan, kafese kapatılmış, ama bir aralık bulup da ortaya çıkabilmek için pusuda bekleyen gölgenin özgürleşme isteğinin yarattığı tehdittir.
Kirke, diyor, her şey yolunda gidecek…Canımızın yanmayacağını söylemiyor. Korkmadığımızı kastetmiyor. Söylediği sadece şu: Buradayız. Gelgitte yüzmek, yeryüzünde yürümek ve ayaklarına değdiğini hissetmek böyle bir şey. Yaşamak böyle bir şey.
Kesinliğine, doğru davranışın yanlıştan keskin bir şekilde ayrıldığı, hataların sonuçları olduğu, canavarların yenilgiye uğradığı kolay bir yer olan dünyasına bayılıyordum. Ben öyle bir dünya bilmiyordum ama bana izin verdiği sürece orada yaşardım.
Hermes' in gözleri ışığa tutulmuş koyu renkli mücevherler gibi ışıldıyordu. Siyahtı bu gözler, en eski tanrıların soyundan gelen çok derin bir gücün işaretlerinden biri.
Çünkü ölüm hiçbir zaman yaratıcı olamamıştır. İşte o zaman dünyası yıkılır insanın. Bu güç elinizden gidince her şey anlamsız gelmeye başlar; her şey saçmadır. Ve bu saçma dünya umrunuzda olmaz artık. Asıl mesele dünyanın da sizi umursamadığıdır.
...
Kimse sizi istemezken, toprağın sizi bu kadar içine çekmek istemesi duygulandırır sizi. Üzerinize örtülen bu kum battaniyesi sarılır size. Bu sarılma güven verir. O zaman ağlamak istersiniz.
...
Şehirlerde ise herkes acı çekmeden, dört dörtlük yaşamak istiyordu. Oysa hayat üç buçuk atıyordu. İnsanlar ise beş dörtlüktü. Şeytanın aksak notası beş dörtlük...