Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arafa Duman

marifetname
Hazreti Habib-i Ekrem (s.a.s) buyurmustur ki; "Dostlarin ellerin gibidir ki birbirini yıkar." O hazret, bazı ashabiyla bir agacliga girip misvak ağacından iki misvak kesmiştir ki biri doğru biri eğri idi. O cömertlik madeni, doğru misvaki yanindakine verip eğriyi kendine aldığında yanindaki demistir ki: " Doğru misvaka sen benden müstahak iken, bana verdiginde hikmet nedir?" O zaman o cömertlik madeni ona demistir ki: " Eğer misvaki sen bulup kesmiş olsan, o zaman doğruyu bana vermek cömertlik sayılırdı. Çünkü arkadaşlık eden iki kişiden, ancak arkadaşına en şefkatli olan Allah katinda en keremli olurdu."
Sayfa 923 - Merve yayinlariKitabı okuyor
Reklam
marifetname
Şu halde öyle bir kimseyi arkadaş edin ki sen hizmet eyledikte o seni koruya.Sen onunla arkadaşlık eyledikte, o sana süs verip tatli söyleye. Senden bir iyilik gördükte onu saya ve bir kötülük gördükte onu kapaya.
Sayfa 922 - Merve yayinlariKitabı okuyor
marifetname
Ne zaman ki dünya ehlini yanında büyük görürsün; elbette o anda Hak Teâlâ' nin nazarı itibarından düşersin.
Sayfa 924 - Merve yayinlariKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
marifetname
Kıyametin gizli alametleri: İnsandan yücelik, hürmet, muhabbet, şefkat, edep, hayâ, cömertlik, ahde vefa, sefa, dostluk, takva, şeriatın yürürlükten kalkması gibi. Şehirlerde mescitlerin cogalmasi ve cemaatin azalmasi, binalarin yuksek olmasi, elbiselerin incelmesi, kadınların ve çocukların hakimiyeti ele geçirmesi, kadınların erkeklere, erkeklerin kadinlara benzemesi, eşcinselliğin ve kadinlar arasinda seviciligin yaygınlaşması, eşyanın bereketinin azalmasi, akraba ziyaretinin ve şeriata uygun alışverişin kesilmesi, kötülerin hürmet görmesi, iyilerin küçük görülmesi, cariyelerinin efendilerini doğurması, kan dokulmesi, ahlaksızlığın artmasi ve kabirlerin süslenmesi gibi işlerdir ki bunlara kıyametin sartlari dahildir.
Sayfa 48 - Merve yayınlarıKitabı okuyor
marifetname
Hak Teâlâ, bulutların şevki için "Ra'd" adlı küçük bir melek yaratıp onu, Mikail aleyhisselama bağımlı kılmıştır. Onun demirden bir kırbacı vardir ki, kamçıyla bulutlari develer gibi sevk eder. Vuruşunun şiddetiyle kırbacından ateş çıkar ki, ona şimşek derler. Eğer o ateşin kıvılcımı yere düşerse, ona yıldırım derler. O korkutucu gök gürültüsü, küçücük bir melek olan "Ra'd" n sesidir ki Hakk'ı hamd ile tesbih eder. O bulutları yerlerine sevk eder. Nitekim Hak Teâlâ Kelâmıkadim' inde " Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder; melekler de Allah'tan korkarak tesbih ederler" (13/13) buyurmuştur.
Sayfa 42 - Merve yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Nureddin Zengi
Kolayca unutuyoruz yaşadıklarımızı. Düşündüklerimizi. Pişmanlıklarımızı. Hatta güzidelerimizi, düştüğümüzde elimizden tutup kaldıranları... Unutmak, yanı başımızda bekleyen bir ilaç sanki yada bizi yavaş yavaş çürüten, öldüren bir zehir. Kulağımıza fısıldananları biz de göğe üfleyip ativeriyoruz içimizden. Üstelik zaman adil bir yargıç değil. Tarih de hakikati kollayan dürüst bir sarraf olmaktan cok uzak..
Sayfa 39 - Temmuz yayinlariKitabı okuyor
Fardipli Sinha
"İnsanlık yalnız ve yakıcı bir hasret içinde, insanlık garip ve muzdarip, insanlık muhtaç ve aç, insanlık üşüyor."
Sayfa 294 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
"Anneye saygısızlık toplumsal düzende merhameti, acıma hissini kaybetmenize sebep olur, babaya saygısızlık ise güven duygusunu yok eder. Her iki durumda da toplumda huzur ve güven kalmaz. Bu da dünyada cehennemi yaşamak demektir.."
Sayfa 267 - SinhaKitabı okudu
Fardipli Sinha
"Aslında azınlığı teşkil eden o zalim münkirler, onlara taraftarlik gösterenler veya sessiz kalarak yaptıklarını onaylayanlar sayesinde çoğunluk olur. Böylece ancak çoğunluğun hatası sonucu meydana gelen umumî belaların sürmesi için ilahi kadere fetva verdirirler. O zulüm halinin şiddetlenerek sürmesini saglarlar. İşte şu anda dünyanın yaşadığı durum budur. Böyle giderse ya yok edilirsiniz ya da kendinize gelinceye kadar başınız beladan kurtulmaz... Çünkü siz siyaset ve çıkar öncelikli yaklasimlarinizla zalimlere taraftar oluyor, böylece de 'Biz bu hallere mustehakiz!' demiş oluyorsunuz."
Sayfa 230 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
"Tarafgirlik inananlar için en tehlikeli şeydir. Siz önyargılarınizla ve elinizde gerçeğe dayalı bir kanıt da olmaksızın karşınızdakini sadece size ve düşüncenize uygun hareket edip etmemelerine göre yargilarsiniz. Üstelik kullandığınız ölçünün dogru olup olmadığını bilmeden.."
Sayfa 229 - HayatKitabı okudu
Reklam
Fardipli Sinha
"İnsan alemin ruhu gibidir. Her bir insan, büyük bir insan farz edilebilecek olan şu alemin yani evrenin bir beyin hücresi gibidir.Pozitif enerji üreten insan sayısı kadar sağlıklı hucre var demektir. Sağlıklı hücreler beyinde çoğunluğu kaybettiği zaman bu alem sekarata başlar; beyin fonksiyonlari durmus insan gibi yavaş yavaş ışığını kaybeder. "
Sayfa 226 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
"Dua, evrenin imarı misyonunu tam ustlenebilmeniz için size verilmiş bir güçtür. Dua ederek, evrenin tamirinde çalışan varlıklara enerji transferi yapıyorsunuz. Evrenin devamını sağlıyorsunuz. Dua ayni zamanda, evrensel külli akıl ile sürekli bağlantı kurup enerji alışverişi yapmanızı sağlar. Bu, karşılıklı bir etkilesimdir. Siz enerjiyi çevrenize yayarak evrenin devamini sağlarsınız."
Sayfa 163 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
Müslümanların artık şunu içlerine sindirebilmeleri lazım; eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal. Artik herkesin dini kendisine. Din devletin mali olmaktan tamamen çıktı ve ferdin kutsal değeri haline geldi. Kimsenin kimseye zorla bir inanç dayatma hakkı kalmadı. Artik dinde zorlama yoktur. Çünkü herşey ortaya çıkmıştır. Kişinin cennete gitmek kadar cehenneme gitme hakkı da saklıdır. Ama sen uygun zeminlerde ve uygun üslupla insanları yüreğinden yakalayıp ikna edebiliyorsan ne âlâ.
Sayfa 141 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
"Oğlum bu kadar kahretme kendini. Herşeyin üzerinde Hakk'ın iradesi vardır. Ne muzaffer kumandanlar var ki, zaferi kendi eserleri bilip helak oldular, ne mağluplar var ki, yenilgiyi kendilerine mal ettikleri için galipler safına geçtiler... Çünkü zafer de yenilgi de bir takdirdir. İnsana düşen her ikisindede Rabbini hatirlayabilmesidir."
Sayfa 128 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
Once niyetin sağlam ve düşüncen samimi olacak. Hep guzeli gormeye calismaktir dogru istikamet. Çünkü guzel bakan guzel görür. Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen yaşamından lezzet alır.
Sayfa 95 - HayatKitabı okudu
Fardipli Sinha
Bana vereceğin sıfat, ancak senin beni nasıl gördüğünü anlatır. Benim mahiyetime zarar vermez. Baska bir anlami da yoktur.
Sayfa 22 - HayatKitabı okudu
Reklam
Fardipli Sinha
O yüzden sana göre, ötekine göre değişir. Eger dogrulari ustuste koyabilir ve onlardan bütün meydana getirebilirsen gerçeğe ulaşmış olursun. Halbuki bilen bilir o da bulanık bir görüntüden ibarettir. Ne kadar çok sayıda doğruyu birlestirebilirsen o kadar gerçeğe yaklaşmış olursun. Ama gerçeği asla tam olarak bilemezsin. Mutlak ve sonsuzu nasıl kavrayabilirsin ki? Tabi boyle olunca senin dogrun sana, öbürünün doğrusu ona ait kalır ve herkes kendi dogrusunu daha sevimli bulur. Herkes kendi doğrusunda ısrar edince çatışma başlar. İşin özü bu.
Sayfa 16 - HayatKitabı okudu