Bugün kütüphanede tamamen rastgele iki kitap seçtim. Ne yazarlarını tanıyordum, ne de içeriklerinden haberim vardı. Sadece içgüdüsel bir şekilde elim raflara uzandı. Eve geldiğimde kitapları karıştırınca fark ettim: Biri, II. Dünya Savaşı’nda zulüm gören Yahudi çocukların hikâyesini anlatıyordu. Diğeri ise, nesiller boyunca yerinden edilen bir Filistinli ailenin dramını…
O an içimde bir şeyler sustu, bir şeyler de derinden konuşmaya başladı. Savaşlar, sürgünler, ötekileştirme… Hepsi birer insanlık yarası. Ve ben sadece şunu düşündüm: İnsan olmak neden bu kadar zor? Neden kimlikler üzerinden acılar yaşanıyor? Oysa kimse nerede, kim olarak doğacağını seçmiyor. Hepimiz aynı gökyüzünün altında birer beden, birer kalp, birer umutla geliyoruz bu dünyaya.
Ben sadece insan olarak yaşamak istiyorum. Ne ötekileştirerek, ne yargılayarak, sadece anlayarak ve hissederek…
Belki bu kitapları ben seçmedim. Belki onlar beni buldu. Hatırlatmak için: Hepimiz biriz, ve insan kalabilmek en büyük erdem.