Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Artemis

Bedeni bir zamanlar evim olan ve sevgisi ruhumda bir melodi olan anneme:
Reklam
Her zaman kendisinin farklı bir versiyonu olmasını dilemek yerine hayatla daha fazla ilgilenmesine, şimdiki zamanını korumasına izin vermişti.
Bir bedene güvenlik, özen ve saygıyla sahip olma fikrini deneyin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyileşmemdeki tüm zaferi ona yüklemediğim gibi, acımın sorumluluğunu da onun omuzlarına yüklemek bana mantıklı gelmedi.
Reklam
Çoğumuz tüm hayatımızı “iyi kadın” rolü performansını öğrenip sonra bu rolü mükemmelleştirmeye çalışarak geçirdik. Kadın olarak sessiz olmanın, sevimli, küçük ve uyumlu olmanın ve bedenlerimizin giderek daha çekici görünmesi “projesi” üzerinde çalışmaya devam etmenin en iyisi olduğunu öğrendik.
Acıyı, hayattaki çirkin ve karmaşık şeyleri anlamayı istemek bir yandan çok insani bir şey; bence bu bize aslında daha fazla kontrole sahip olduğumuzu hissettiriyor ve yeterince şey bilirsek bunları başkaları için, kendimiz için, dünya için değiştirebilirdik gibi hissediyoruz ya da bunun bir başkasının suçu olması bizi bir şekilde ferahlatıyor. Düşünceli ve acı içinde, acımızın kökeni ve ifadesindeki rolümüzü incelememize gerek kalmıyor gibi hissediyoruz. … İyileşmemdeki tüm zaferi ona yüklemediğim gibi, acımın sorumluluğunu da onun omuzlarına yüklemek bana mantıklı gelmedi.
Sığınaklar güvenlidir, ama yaşamı askıya alır. Karantina gibidir… Yaşamak yerine, yaşama hazırlar bizi yeniden. Sığınağa çekilmek yerine, ürettiğin hisleri ya kontrol et ya da onların sorumluluğunu al. Çünkü yaşam, beklemeye alınmayacak kadar hızlı. Bugün, bu yaşamdaki son günün olsaydı, yine böyle mi yaşardın? Bugün yaptığın her şeyi yine yapar mıydın? Ertelediğin her şeyi yine erteler miydin? Bugünü son kez yaşıyormuş gibi yaşamak, yaşamın hakkını vermektir. Çünkü bugün, ilk ve son. Bugün bir daha gelmeyecek. Belki başka günlerin olacak, ama hiçbiri bugün olmayacak. Öyleyse bugün senin son günün olsa da olmasa da bugünü bugün gibi yaşa.
Sayfa 110Kitabı okudu
Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
Oysa her insan kendi hikayesini yaşar, her obje kendi hikayesini yaşar.
Reklam
Bize söylenen değil, yapılan değil; bunlara karşı ortaya koyduğumuz hâldir bizi biz yapan.
İşte hayat, o aşık olduğun andır… Her şey “yerli yerindeyken” mutlu olacağımızı sanırız. Bırak dağınık kalsın! Bırak hayat gelsin bildiği gibi! Bize düşen sadece yaşamak… Yaşamaktan daha büyük ne yapabilir insan?
Kişinin henüz yaşamadığı acıdan kurtulmasının bir yolu vardır: bütünleşmek. Varlıkta “kendi yerini” ayırmak yerine, tüm varoluşa dönüşmek. Bütünleşmek dediğimiz şey aslında artık tüm yollarım kendimize çıkmasıdır. Evrende bir zaman ve mekan kaplamak yerine, tüm evrene dönüşmekten bahsediyorum. “Hepiniz O’na döndürüleceksiniz”deki O’dan bahsediyorum.
Mutluluk, dışarıdaki şartlara bağlı olduğu sürece geçicidir.
Ne demek peki eve dönmek?
Eve dönmek, bir şey olmayı seçmeme halidir. Eve dönen, tüm ihtimallerin varlığında, sonsuz bir haldedir; yönler içinde kaybolmayan, zamanın bir yerinde sıkışmayan bir varoluş halidir bu.
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.