Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah Çiçek

Abdullah Çiçek
@Avdilaa
İlmiyle amel etmeyen bülbül gibi ötse de kargayla birdir. youtu.be/DDDVjfOYte0?si=...
İstanbul
2 okur puanı
Nisan 2024 tarihinde katıldı
Güzellik ile çirkinlik , bir gün deniz kıyısında karşılaşmışlar. Biri diğerine “Hadi denize girelim” demiş. Giysilerini çıkarıp yüzmüşler. Biraz sonra çirkinlik sudan çıkıp; güzelliğin giysilerini giyip gitmiş. Sonra güzellik kıyıya çıkmış. Kendi giysilerini bulamayınca, çıplak kalmamak için çirkinin elbiselerini giymiş. O gün bugündür erkek ile kadınlar, güzellikle çirkinliği birbirine karıştırırlar. Ama önceden güzelliği çirkinliği görmüş olanlar, giysilere aldanmaz. Kimin hangisi olduğunu tanırlar. Halil Cibran.
Reklam
Sana özgü, içinde zaten olan samimiyet, ağırbaşlılık,çalışkanlık, hazlardan kaçınma, yazgına düşenlerden şikayet etmeme, azla yetinme; nazik, özgür, gayretli birisi olma, gevezelik etmeme ve düşüncelilik gibi özelliklerini açığa çıkar. Doğuştan sahip olmama veya yetersizlik gibi bahanelere başvurmadan ne çok erdemi açığa çıkarabileceğini kavrayamıyor musun? Hayır, hala bilerek kaçınıyorsun bundan. Yoksa doğuştan sahip olmadığın nitelikler midir seni söylenmeye, paragözlüğe, dalkavukluğa, zayıf bedenini suçlamaya, pohpohlanmaya, böbürlenmeye kafa karışıklığına zorlayan? Tanrılar adına, hayır! Uzun zaman önce kendini bunlardan kurtarabilirdin. O zaman zihninin yavaşlığı ve kavrayış kıtlığın yüzünden suçlanabilirdin belki. Böyle bir durumun da tembellikle keyfini sürmen değil, sebat ve çalışmayla üstesinden gelmem gerekir.
Doğaya uygun her düşüncenin ve her eylemin sana layık olduğuna inan; bunların ardından gelecek herhangi bir kınama ya da söz dikkatini dağıtmasın. Güzel olan eylem ve sözlere layık olmadığını hiç düşünme. Çünkü bütün insanların kendilerine has yönetici ilkeleri vardır, kendilerine özgü dürtülerle hareket ederler. Sen onlara bakma, kendi doğanı ve doğayı izle eylemlerinde; her ikiside aynı yola çıkar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sabahları kalkmayı canın istemediği için şunu hatırla: “İnsanlık görevi için kalkıyorum.” Eğer bunun için doğduysam, bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Çarşaflara, örtülere sarılıp kendimi ısıtayım diye mi yaratıldım. “Fakat bu daha keyifli.” Öyleyse keyif çatmak için mi dünyaya geldin, eyleme geçmek, çaba harcamak için değil mi yani? Bitkilerin, küçücük kuşların, karıncaların, örümceklerin, arıların üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını, ellerinden geldiğince dünyanın düzenine katkıda bulunduklarını görmüyor musun?
Peki ebediyen hatırlanmak nedendir? Tamamen beyhude bir çaba. Peki çabamızın neye yöneltmemiz gerekir? Şuna: Düşüncede adalete ve icraata ortak yarara,sözde aldatmamaya, gerçekleşen her şeyin gerekli olduğuna, tanıdık, ortak bir temelden geldiğine inanarak onları samimiyetle karşılamaya.
Reklam
“ Huzur istiyorsan, pek az şey yap,” diyor Demokritos. Toplumsal bir canlı olarak doğan birisinin aklına ihtiyaç duyduğu şeyleri ve taleplerini, onun istediği gibi yapmak daha iyi değil midir? Çünkü yalnızca daha iyi şeyler gerçekleştirmek huzuru sağlamaz, daha az şey yapmak da sağlar. Söylediğimiz ve yaptığımız şeylerin gereksiz olanlarından vazgeçersek hem boş zamanımız hem huzurunuz artar. Bu yüzden her seferinde şunu hatırlatmak gerek: Bu gereksiz bir şey mi? Fakat yalnızca yaptığımız gereksiz işleri değil, gereksiz düşüncelerimizi de azaltmamız gerekir, böylelikle bunları gereksiz işler izlemez.
Güzel olan bir şeyin başka bir şeye ihtiyacı var mıdır? Yasa, gerçek, saygınlık, cömertlik gibi. Bunların hangisi övüldüğü için iyidir ya da hangisi yerildiği için mahvolmuştur. Zümrüt çirkinleşir mi övgüler düzülmezse? Ya altın, fildişi, mor renk, hançer, çiçekler, çalılar?
Bocalama ama bütün hareketlerinde adaleti gözet ve her izlenimde kavrama melekesini muhafaza et.
Haydi hatıran ve hatıranı yaşatacaklar ölümsüz diyelim, bundan sana ne? Övgü ölünün ne işine yarar? Hatta bazı durumlar haricinde yaşayanların ne işine yarar? Öldüğünde başkalarının senin hakkında söyleyeceklerini dert etmekten, doğanın sana şimdi bahşettiklerini umursamıyorsun.
Bir takım şeyler hakkında küstahça yargı verenleri ve senin de kendisi gibi yargı vermeni isteyenleri onaylama. Her şeyi olduğu gibi gör.
Reklam
Bir şey, bir insanı önceki halinden daha kötü yapmıyorsa, yaşamını da daha kötü yapmaz, içten veya dıştan ona zarar vermez.
İnsanlar kır evlerinde, deniz kenarlarında ve dağlarda inzivaya çekilecek yer arar; sen de buna şiddetli bir özlem duyuyorsun. Fakat bu özlem çok cahilcedir. Eğer inzivaya çekilme isteği duyuyorsan, gayet mümkün ve basittir bu: İnsan dilediği zaman kendi içinde inzivaya çekilebilir. Üstelik insan inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu, daha sakin hiç bir yer bulamaz, özellikle de kendinde inzivaya çekildiğin de ona huzur verecek şeylere sahipse. Huzur dediğim zarif bir düzendir aslında. Kendini sürekli böyle bir inzivaya çekilmeye ver ve kendini yenile: Ancak önermelerin çok kısa ve özlü olsun ki tüm acılar bir anda silinsin ve oradan hiç yıpranmadan dönebilesin.
Artık daha fazla amaçsız dolaşma: Çünkü kendi hatıralarını ve iyi bildiğin eski Romalılarla Helenlerin işlerini anlatan, ileriki yaşlar için sakladığın yazıların bazılarını okuma niyetin yok. Kesinlikle gerçekleştirmek istediğin şeyler için hızlan, boş umutlari defet, eğer kendinle ilgiliysen hala mümkünken kendi yardımına kendin koş.
Eğer şimdi ciddiyetle, kararlılıkla, nezaketle hiçbir ek uğraşa takılmadan, gayretli bir şekilde doğru nedene eşlik edersen, kendi koruyucu ruhunun saflığını, onu her an iade edecekmiş gibi korumuş olursun; eğer bunu hiçbir şey ummadan, hiçbir şeyden korkmadan, faili olduğun doğaya uygun işlerden memnuniyet duyarak yaparsan, her sözünü dürüstçe, mertçe dile getirirsen iyi bir hayat sürersin. Ve hiç kimse buna engel olamaz.
Başkalarının verdiği imkanla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükunete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.
Kamu yararına değilse, hayatının kalan kısmını başkaları hakkında düşüncelerle yıpratma. Çünkü bir başkasının işlerine, ne düşündüğüne, neyi yapıp ettiğine, neyi ne amaçla söylediğine, neyi aklından geçirdiğine, neyi planladığına ve bunun gibi diğer şeylere kulak asarsan kendine özgü yönetici ilkesiyle ilgilenmekten uzaklaşırsın.
Reklam
Doğadaki olaylara eşlik eden bazı hoş ve cazip şeylere de dikkat etmek gerekir. Mesela pişen bir ekmeğin bazı kısımlarının çatlayıp ayrılması, ekmek yapma işine aykırı da olsa ekmeği yeme isteğini arttırır. İncirler de olgunlaşınca ağızları çatlar; zeytin ağaçların fazla olgunlaşınca, çürümeye yaklaşma, zeytinlere kendine özgü bazı güzellikler katar. Ve başını eğmiş başaklar, aslanın sarkık kaşları, yaban domuzlarının ağızlarındaki köpük ve başka pek çok şey ayrıca incelendiğinde güzel görünmekten çok uzaktırlar ama doğanın işleyişine uygun olduklarından onun daha güzel, daha büyüleyici görünmesini sağlar.
Evrenin doğası yetenek ve güçten yoksun değildir, herhangi bir yerde iyilikler ve kötülükler ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Gerçekten de ölüm ve yaşam, şöhret ve tanınmamışlık, acı ve zevk, zenginlik ve fakirlik bunların hepsi hiçbir ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Çünkü bunlar ne onurlu ne de utanç vericidirler. Yani ne iyidirler ne de kötü.
Hataları oldukça geniş bir şekilde mukayese etmiş Theophrastos bilgelikle yaptığı değerlendirmesinde arzular yüzünden yapılan hataların, öfke yüzünden yapılanlardan daha ağır olduğunu söyler. Çünkü öfkelenen birisi üzüntüyle ve bilinçsiz bir vicdan azabıyla düşünceden sapmış görünür. Fakat arzular yüzünden yanlış yola sapan birisi, yaptığı hatalarda zevk ve tutkunun kölesi olmuş, daha iradesiz ve daha kadınsı gibi görünür. Öyleyse Theophrastos felsefeye layık bir şekilde, arzu yüzünden hata yapmanın, üzüntüyle hata yapmaktan daha mühim olduğunu söylerken haklıydı. Sonuçta üzüntüyle hata yapan, ilk olarak haksızlığa uğramış ve üzüntüsünden öfkelenmeye mecbur bırakılmış biri gibi görünür. Fakat arzu tarafından yönetilen biri, dürtüsünden dolayı kötülük yapmaya sürüklenmiş birisidir.
144 syf.
·
Puan vermedi
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius
8.4/10 · 15,3bin okunma
Abdullah Çiçek

Abdullah Çiçek

, 1000Kitap'a katıldı.