Bütün hayatımı bir odada geçirebilirim. Bu benim için bir kayıptır elbette. Ama isterim ki, yazdığım kitap da, bütün hayatını bir odada geçirmiş birinin kitabı olsun. Ben böyle bir hayatı istediğim için yazar oldum. Hayat denilen ve akıl karıştıran o karmaşaya adımlarımı atmak da çekingendim. Çekingenlikten çok sıkılgandım. Başkalarının zevk aldığı anlar da, bu anlardan onlar kadar zevk alamayan biriydim. Bütün kış kıyıda durmuş bir sandalı kıyıya indirmenin zevki... Ben de zevk alabilirim bundan ama bir süre sonra içimden bir sesin bana ''odana git, odana git ve hayal kur'' diyeceğini bilirim. Bu nedenle ben sandalı suya indirir ve hemen eve dönerim.
Altını çizdiğim cümleler okuduğum kitaplar 5 yaşında bir çocukla iletişim kurmaya yetmiyormuş. Onun sevincini paylaşmak beraber oyun kurmak ne kadar zor. Her şeyi merak ederken her şeye açken hiçbir şeyi yanlış bilmesin diye çaba vermek, insanın kendini, kendisine cahil gösteriyor. Ben çocuklar kadar soru sormayı ne zaman bırakmışım. Enerjimi, bu hayata olan merakımı, sorgumu ne zaman bırakmışım. Heyecanlanmak yok, her gün insanlar ölüyor! Acı şeyleri yaşamadan böyle uzaktan izlemek 5 yaşında çocuğun karşısına geçince hiç yaşanmıyormuş gibi geliyor insana. Onların hayatı ne kadar saf ve temiz. Hep öyle kalsaydık. Bütün insanlık çocuk ruhlu kalabilseydi ne olurdu?
"Ne dersek diyelim, ne iddia edersek edelim, dünya gerçekten çekip gitmeden çok öncesinde terk ediyor bizleri. Daha önce en çok meraklısı olduğumuz şeylerden, günün birinde artık gitgide daha az söz eder oluveririz, ille de konuşmak gerektiğinde de zorlanırız. Hep kendi sesimizi duymaktan gına gelmiştir... Kısa keseriz... Vazgeçeriz... Otuz yıldır konuşup duruyoruzdur zaten. Haklı çıkmayı bile umursamamaya başlarız. Zevkler arasında kendimize ayırdığımız o küçük yeri bile koruma arzusunu yitiririz. Kendimizden iğreniriz... Azıcık karnını doyurmak, birazcık ısınmak ve hiçbir yere varmayan yolda giderken mümkün olduğu kadar çok uyuyabilmek artık yetiyor da artıyordur bile. Yeniden bir şeylere ilgi duymak için başkalarının önünde takınacak yeni surat..."
Ey gökleri üzerimize düşmeden tutan Allah'ım, ey ayağımızın altındaki toprağı kaydırmayan Allah'ım! Sana teslimiz. Tövbe ettik ya Rabbi, sen bağışla. Amin
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda
Ey Ademoğulları sizi namaz ibadeti ile denedim, tembelsiniz. Derd ile denedim şikayetçisiniz. Hayır işlerinde de sınadım hayra engelsiniz. Meclislerde denedim, emirler gibisiniz. Nefislerinizde sınadım nefislerinize kuvvetle bağlısınız. Aklınızda sınadım, zayıfsınız. Eğer benim keremim size erişmezse rahmete hak kazanamazsınız. Kanâat edin rahmete hak kazanın, haseti terk edin ki huzura eresiniz, haramdan sakınan kimsenin dini artar, gıybeti terk edenin Allah sevgisi galip olur, halktan uzaklaşan şerlerden emin olur, avam ile çok düşüp kalkmayanın aklı çoğalır.