İçi çay doluyken sakarlık sonucu düşen bir fincan gibiydi İlhami Abi. Yere çarpar çapmaz içindeki çayı tutamamış, ortalığı berbat etmiş, yerde birkaç defa zıplamış, ne kadar sağlam, bak kırılmadı derken de tuzla buz olmuştu.
Geçen sene birbirinin sırtına binmiş üç apartman bir de dizlerinin dibinde bağdaş kurmuş bahçeli evi, dört boğayı kurban eder gibi kökünden kesip toprağı sivilce gibi kabarttilar..