“Nazım bir bakıma hâlâ çocuktu. Vasiye muhtaçtı. Benim tertiplerimden yarar gördükçe güveni arttı. Bütün parasını, harcırahını bana teslim etti. O günden itibaren de yıllarca kendisinin fahri vekilharçlığını yaptım. Bütün seyahatlerimizde Anadolu’da, Kafkasya’da, Rusya’da bir dükkânın önünden geçerken canı kebap, helva,pasta filan istedikçe tereddütlü ve mahçup yüzüme bakardı. Hâlinden anlardım, tatlıyı seviyordu.”