Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe

Ayşe
@Aysssss
Alea iacta est! Vanitas vanitatum homo. Taedium Vitae Ne çıkar siz bizi anlamasanız da Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da youtu.be/Q2y30POltkg youtu.be/N0cKkVMyL_A
"Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara, özverilere hazırdın. Ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor; yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yeyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar, radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir.''
Hermann Hesse
Hermann Hesse
Reklam
Anı
Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil bu anılacak şey değil Apansız geliyor aklıma Neredeyse gün doğacaktı Herkes gibi kalkacaktınız Belki daha uykunuz da vardı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir; Ben kimim, sâki olan kimdir, mey ü sahbâ nedir?
Fuzuli
Fuzuli
Bir Daha Bana Benzeme Angel
yağmura çok teşekkür ederim bu gece yalnızca cesedime yağdı bana bir şey olursa diye korktum seni birkaç saniye düşünürsem; düşünürken üşürsem diye korktum oturup siyah portakallar yedim oturup korkunç kitaplar okudum içimde bir sıkıntı gibi cinayet içimde bir sığıntı gibi telaş içimde felaket gibi bir merak hislerimin uzağına düştüm,
12 Temmuz 1969 Sevgili İlhan, Duymak, çok duymak eziyor beni. Yeni, bilinmedik bir sayrılık da olabilir bu. Bilmiyorum ki.. Eziliyorum sadece. Uyumsuzluğum (dışa vuramadığım) yiyip tüketiyor kupkuru ruhumu. Biraz soluk almak için, kuramsal olmamak koşuluyla, ne yapabilirim acaba? Hiçbir şey gideremiyor susuzluğumu. Hiç, hiçbir şey.. İçmek yoruyor artık. Eskiden içkiye koşardım, kafamı kovardım dünyamdan. Şimdi? Kimseyi ortak etmek istemedim sıkıntılarıma. Hiç değilse uzun süre böyle yaşadım. Ama.. Belki.. Neden bir çaresi olmasın bunun? Kürkümü severek giyiyorum. Ve hep aklıma geliyor inceliğin, inceliklerin. Ankara sendin. Özlemle arayacağım o kısa günleri. Şimdi dışarda bir bakır düştü. Maşraba olabilir, bir sahan kapağı, bir buhurdanlık olabilir. Bazen sesler duyarım Boğazın tepelerinde. Bir çekiç sesidir örneğin. O kadar yaşlıdır ki, kaplar her yanı, doldurur kulaklarımdan geçerek uçsuz bucaksız yüzölçümümü. Eninde sonunda bir çekiç sesi. Kimbilir kim bir kayayı ikiye bölüyor ya da bir tekneyi kalafatlıyordur. Rüzgârsız bir balıkçı kayığını temizliyordur az ötede. Pulların da sesi vardır. O kadar güzeldir ki pullar, zarfların üstünde tutsak, sürgünde gibi alışılmış acılarını solur. Pullar.. Düzeltemiyorum hayatımı. Neresinden çeksem, öteki yanı bozuluyor. Gel İstanbul’a. Konuşmadan dolaşalım. Tepelere çıkalım tepelere, uçmayı duymak için. İnimdeyim, dükkânın üstünde. Şiir, belki biraz şiir. Edip Cansever.
Reklam
"Kendimi bir anlığına unutulup gitmiş bir oyunun kahramanı gibi hissediyorum. Yok, hayır; şöyle demek istemiştim: Hiçbir zaman modası geçmeyen bir oyunun dibe vurmuş kahramanı gibi."
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
264 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.