Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

muhibbi

muhibbi
@BTLOZTRK
Mesajlara cevap vermiyor, site üzerinden insanlarla tanışmıyorum. Okuduğum farklı görüşteki kitaplardan tarafsızca alıntı yapıyor siteye katkıda bulunuyorum. Israrla mesaj atmayınız, rica ederim.
Anatomi ve fizyoloji de Monet'nin el kol hareketlerini tanımlamaya yardımcı olamaz, çünkü kendine karşı çalışırken bedenin içsel hislerine ve elin sonraki hareketinin ne olabileceğine dair geçici, anlık bir farkındalığa dayanırlar.
Sayfa 41 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kimya Monet'in karışımını belirlemeye yardımcı olamaz, çünkü malzemelerin yapılan resme göre, bölüme göre, hava durumuna göre, o sırada elde bulunan yağlara ve renklere göre ayarlanması gerekir. Her boya karıştırma hareketinin sıfırdan başlaması gerekir ve sonuçta ortaya çıkan boya yığını ile diğer tüm karışımlar arasında son derece küçük bir fark olur. Ressam bunu sezgisel olarak bilir; daha önceki başarılı karışımları hatırlamasından, resmin nasıl göründüğünden, tuval bezinin çözgüsünün ve dokumasının tırnağa gelişinden, boyaların markasından ve yaşından, fırçanın yıpranmışlık derecesinden. Bunları öğretmek zordur ve asla yazılamazlar.
Sayfa 41 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Monet'in resimleri, bilinçaltına iterek baskılamanın başyapıtlarıdır, tüm düşüncelerin ışığa odaklanmak adına susturulduğu, ışığa odaklanmak uğruna dünyada gölgeli kayalıklarda ve okyanus dalgalarında sonsuz bir biçimde bir araya gelen "herhangi açılı ışığın" sözsüz oyunları dışında birşey yokmuş gibi davranmaktadır.
Sayfa 32 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Işığın zerreciklerini ve hissini yakalama konusundaki kararlı arayışı sırasında Monet, kim olduğunu ve neyi resmettiğini unutmuş görünür.
Sayfa 31 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Çizim bir dokunma meselesidir: füzenin hafifçe ezilen kâğıt üzerinde yarattığı basınç, yağlı pastelin parmakların arasındaki yapışkan kayganlığı.
Sayfa 31 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Reklam
Resim, simyadır. Resim yaparken maddelerin özelliklerinin bilgisi olmadan, kör deneyle, boyanın hissiyle çalışılır.
Sayfa 31 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Simyacıların, sıvılar ve taşlar hakkında birebir ve sezgisel bilgileri vardı; onların az bilinen kitapları resmin süregiden cazibesine ses vermeye yardımcı olabilir.
Sayfa 30 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Jung, simyayı psikolojiyi açıklamak için, Rönesans fizikçisi Paracelsus ilaçları açıklamak için kullandı.
Sayfa 29 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Boya, su ve taştır, aynı zamanda sıvı düşüncedir.
Sayfa 28 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Basit bileşenler kullanmalarına karşın, çok karmaşık oldukları için günümüz kimyacılarının bile güvenilir şekilde tekrarlayamadığı simya tarifleri vardır.
Sayfa 26 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Reklam
Simyacılar potalarını dikkatle izlerler; maddelerin bir araya gelip ayrışmasına bakarken her zaman akıllarının ucunda kendi dünyevi hayatlarındaki çekişmelerle ve güçlüklerle bağlantılar kurarak, en nihayetinde kendi ruhlarının ve akıllarının selametini merak ederek izlerler. Simyanın bu yönünü vurgulayan ilk kişi psikiyatrist Carl Jung'du. Ve o zamandan beri simya ile uğraşan herkes onun yorumunun genel hatlarını ya izledi ya da şiddetle ona karşı çıktı.
Sayfa 26 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Resim, temsil edilen adlandırılabilir kavramlarla, figürlerle ve biçimlerle bulanık sözcüksüz düşünceler birbirine karışmıştır. Maddeyle ilgili olan anılar genellikle bir resim hakkında konuşulanlara dahil edilmez ve bu bir yorumlama hatasıdır, çünkü her resim belirli bir boya direnci, fırçanın dürtme hareketini, akıldan yoksun madde karşısında gösterilen bir hız ve ısrar yakalar ve bunları bir yüzün ifadesini yakalamasıyla aynı anda aynı düşünce içindeyken yapar.
Sayfa 25 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Sanat tarihinde Sassetta, çalışmalarını Floransa Rönesans'ının belirlemekte olan hassasiyetleri doğrultusunda yavaş yavaş uyarlamış, geç dönem Orta Cağ ressamı olarak tanınır.
Sayfa 24 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Simyacılar ağdalı harçlar, yapışkan ince katmanlar, kırılgan cüruf parçaları ile çalışıyorlardı: yani onlar da ressamlar ve diğer sanatçılar gibi yarı-sıvılarla ilgileniyorlardı. Bu simya ve resim arasındaki benzerliktir.
Sayfa 24 - Hayalperest YayıneviKitabı okudu
Tümüyle ve aslına uygun olarak biliniyor görünen şeyi öznel diye adlandırıyoruz, kendisi hakkında sahip olduğumuz fikrin yerine gittikçe artan bir yeni izlenimler çokluğunu koyabileceğimiz şekilde bilineni ise nesnel diye adlandırıyoruz.
Sayfa 91 - Alfa KitapKitabı okudu
317 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.