Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melisa Yılmaz

Melisa Yılmaz
@Balmyilmaz
17 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Düşünceleriniz bahçenize ektiğiniz tohumlar gibidir. İnançlarınız, bu tohumları ektiğiniz toprak gibidir. Zengin ve verimli toprak, güçlü ve sağlıklı bitkiler yetiştirir. İyi tohumlar bile, yabani otlar ve taşlarla dolu verimsiz bir toprakta büyümek için mücadele etmek zorundadır.
Reklam
''Fakat kesin olarak bir dâhi olup olmadığımıza ya da yetenekli olup olmadığımıza inanmayı tercih etmemizin nedeni, bizi kendi hayatımızın kontrolünü ele geçirme sorumluluğundan kurtarmasıdır.''
Sayfa 144Kitabı okudu
''Bir yumurta, dışarıdan bir güç tarafından kırılırsa hayat sona erer. İçsel bir güç tarafından kırılırsa yaşam başlar. Harika şeyler daima içeriden başlar.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygusal Manipülatörler
''Kendilerini suçlu ya da mahcup hissetmezler, onlar hep bir şekilde haklıdırlar. Onlar akıllarınca kimseyi mağdur etmezler, bu duruma kendini düşürenin suçudur her şey. Suçlanmayı, eleştirilmeyi, yerilmeyi, yargılanmayı katiyen kabul etmezler, buna da izin vermezler.''
Reklam
''Sevilme gereksiniminiz ne kadar fazla olursa, insanların size saygı duyma ve sizi önemseme eğilimleri o kadar azalır.''
''Keşfetmekte önemli olan keşfettiğin şeyin bulmaya değer olup olmadığı. Bazı şeyler orada kendi hallerinde duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor , Amerika gibi.Bazı şeyleri de keşfetmemek daha iyi, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi.''
Sayfa 110 - TudemKitabı okudu
''Kaşifler, çoğu zaman orada öylece duran, Amerika gibi keşfedilmeyi bekleyen bir şey buluyordu. Bazen de olduğu yerde bırakılsa daha iyi olacak, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi bir şey buluyorlardı...''
Sayfa 101 - TudemKitabı okudu
"Hangi insanların çizgili pijama, hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti?"
Sayfa 97 - TudemKitabı okudu
"Bu çağda bu zamanda sosyal bilimleri iyi anlamak çok daha önemli."
Sayfa 93 - TudemKitabı okudu
Reklam
''Yakışıklı mı? diye sormuştu büyükanne, ileriye uzanıp gelinine sanki mantığını yitirmiş gibi bakarak. Yakışıklı mı dedin? Seni aptal kız! Sence dünyada tek önemli olan şey bu mu? Yakışıklı görünmek mi?''
Sayfa 89 - TudemKitabı okudu
"Bir adamın geceleri gökyüzüne bakması onu astronom yapmaz, biliyorsun."
Sayfa 80 - TudemKitabı okudu
" Eğer bana sorarsan hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su alıyor. "
Sayfa 58 - TudemKitabı okudu
''Bir ev;sokak, şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir, öyle değil mi? "
“Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rastladığım, hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da kendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi sevmeyeceğime yemin ediyorum. Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rastlamıyorum. Öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir sakinlik geliyor!”
İnsanlara kızmama imkân yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi? İnsanları sevmeme ve onlara tekrar yaklaşmama da imkân yoktu; çünkü en inandığım, en güvendiğim insanda aldanmıştım. Başkalarına emniyet edebilir miydim?
Reklam
+ Biliyor musun Portuga ben insanları öldürüyorum . - Nasıl Zézé ? + Onları unutarak
'Çarpık bir buruna değil, sakat ve sahte bir ruha gülelim.’
İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. Dostlarının değerini bilmek için.
"Hayalimde daha önce çok insan öldürdüğüm için bu son ölümler beni fazla sarsmadı."
"Bu kadar açgözlü ve bencil olmayı bırakın. Dünyada sizin kocaman evlerinizden ve gösterişli mağazalarınızdan başka şeyler de olduğunun farkına varın. İnsanlar açken, siz arabalarınızın benzini için üzülüyorsunuz. Bebekler susuzluktan ölürken, siz son modeller için moda dergilerini karıştırıyorsunuz. İnsanlarınız bizim gibi ülkeler fakirlik içinde boğulurken yardım isteyen çığlıklarımızı duymuyor bile. Kulaklarınızı size bunları söylemeye çalışanların seslerine tıkayıp, onları radikal ya da komünist olarak damgalıyorsunuz. Yoksulları ve ezilmişleri daha fazla yoksulluk ve esarete itmek yerine, onlara kalbinizi açmalısınız. Fazla zaman kalmadı. Eğer değişmezseniz, bu sonunuz olur."
'İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin: daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...'
Reklam
“ Eski bir masala göre şeytan, günahkarları kandırmak için türlü oyunlar oynamak zorundadır ama tembel için şeytanın bir şey yapmasına hiç gerek yoktur.”
Sayfa 178Kitabı okudu