Ben herkesin sevdiği insanları sevmeye mecbur değilim. Hele psikanalizin ortaya koyduğu hakikatlerden sonra; tahteş şuurlarındaki zulmetlerle, gönüllerinde yaşayan ifritlerle hiçbir insanı sevilmeyi lâyık bulmuyorum. Bütün didinmelerden sonra büyük kâinat manzumesinde meçhul bir zerre olacağımızı düşünüyor ve bu kadar boş bir neticeye varmadan önceki şu kısa misafirlikte insanların vicdanına karışmak hamakatını gösterenlere acıyorum. Hiçbir hakikî bahtiyarlığın bulunmadığına kani olduğum dünyada tek vazife ve teselli bildiğim ülkü, şahıslardan sıyrılmış yüksek bir duygu ve düşüncedir.