Bu kitapta bir kadının nasıl ve ne denli sevebileceği anlatılmış. O küçük kız büyürken bile hala sevdiği o şahsa öyle bağlanmış ki neler neler yapmamış. Bu kitabı okuduğumda bir erkek olarak "Bir kadın böylesine sevebiliyor muymuş?" Diye düşünmeden edemedim. Ne manyakça bir sevgi! Gerçekten okurken böylesine seven birinin sevgisinin güzelliğini görmemek elde değil. Şahsi bağlamda bu sevgi (spoiler : karşı taraf bu sevgiyi göremese bile) asla kaybedilmemesi gereken bir sevgi. Öylesine saf ve temiz ki. Tek bir şey çok aklımda döner sadece. Bilinmeyen bir kadının mektubu veya kürk mantolu Madonna gibi kitaplarda gördüğüm kadayıla, kadınlar neden direkt olarak söylemek yerine; ölümüne dahi olsa karşıdan bekler bunu? Neden hayatları mahvolacak dereceye gelse bile hala içlerinde tutmaya devam ederler? Çok değişik ve kısa sayfalı bir kitap. Önerimdir. Okuyup ne veya kim nerede hatalı ya da değil görmek sizlere kalmış. Kısa bir anlatım geçecek olursak Bir kadınının bir erkeğe duyguğu çok derin seviyi kadının gözlerinden anlatmış.
Son zamanlarda yalnızlığın çok daha güzel olduğunu anladım. Hep yalnız takılmayı daha fazla istememe anlam veremiyordum. İnsanların keyif kaçırdığını yalnızlıkla tanışınca anladım.
Farabi, söylediği bu sözle cevabı güzel vermiş:
"Zamanın ters, sohbetin faydasız, herkesin bezgin ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp haysiyetimi korudum."
Sonra baktım doğruluğundan şüphe yok, kafamdaki karmaşıklıkta gitti. İnsanlar neden böyle oldu, neden gittikçe böyle olmaya devam ediyor bir türlü anlayamadım. Selam olsun ahlakını ve haysiyetini koruyanlara!