Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet

Mehmet
@Batur23
Onlara nerede olmadıklarını hatırlatırım!
11 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Kendimizi görünür kıldığımız her şey bizi kemirmeye başlar. Kendimizi sakladığımız her şey için ise biz kendimizi kemiririz. Yakın ve uzak olmaya, tanımadıklarımızın anlam yüklemesine izin veririz. Bu da, onları bize yaklaştırırken bizi kendimize uzaklaştırır. Buharlaşmayla son bulan her gerçeklik önermemiz böyle doğar. Ona bağımlı hale geldiğimiz her insan tanrının daha küçük bir modelidir. Yinede hayranlığın yarattığı şiddetli ezikliği kıskanmakla bastırmaya çalışırız. Mehmet
Reklam
Melankoli
Taşıdığın bedenle bağın azalır. Uzuvların her biri tiksindiğin bir insanın suretinde döner; Her biri sanki anlamadığın bir dilde konuşmaya başlamıştır. Ciğerin, aldığı nefesi hırıltıya dönüştürerek ses tellerine saldırır! Gözlerin, görmek istemediğin ne varsa önüne yığar. Kulakların uğultulardan başka bir şeyi layık görmez sana. Bir vakit özene bezene giyindiğin kıyafetlerinin hepsi deli gömleğine benzer. Melankoli, senin yüzünü varoluşa çevirmiştir. Götürür seni kurguladığın hiçliğe doğru, sürükleyerek. Mehmet
Beklemek. Neyi ve kime dair. Kendindeki varlık bilinciyle hiç yüzyüze gelmemiş biri neyi bekliyor olabilir? Kendilik dışında neyin tarafından karşılanacaktır. Kendini kuşatmış olan hissizliği ne ile giderebilir. Başka bir sancılının varlığıyla mı? Bütün hiçlikleri derdest etmiş olmanın -zannına- batmış bu avarenin, yüzünde bir yaşam emaresi yaratmanın bedeli nedir? Mehmet

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her makamda böğürebilir; ihtiras! Dini olmayan bir peygamberliğe öykünüş. İradenin boğazındaki ilmek... Bütün psikozların atasıdır. Alt edemeyeceği hiç bir gerekçe ya da sömüremeyeceği hiç bir gerçeklik yoktur. Mehmet
Genlerinden kalan en korkunç miras, genin kendisidir. Teninde gezdirirsin onları, parmak boğumlarında, aldığın her kararda ve giyindiğin her suskunlukta. Günün şartlarına meydan okur senin yerine. Bin yılların hükmünü bugüne keser. Çektiğin her acıda, her tökezleyişinde, nedenini kavrayamadığın her ıstırapta ve silkinemediğin uyuşukluklarında onun parmağı vardır. Ruhun, fikirlerine karşı savaşmaz, genlerine karşı savaşır. Mehmet
Reklam
Anlatmak, anlamaktan daha zordur. Mehmet
Çünkü ilahiyat görünmeyeni esas alır. Görünen zira aklın sahasına girer. Her ikisinin birbirinin alanına müdahale etmesinden, din doğar. Din ricayla gelmez, tehditle gelir. Varlığını, tanrının gazabını temsil edişindeki hassasiyetine borçludur. Mehmet
insan, mutlağın peşinde. belkide ilk insandan bugüne -olmayanların - birleşerek varettiği mutlak. Bu, tanrının yerine koymak için çırpındığı, hücrelerini çökerten ve bir türlü bastıramadığı inanma ihtiyacının gereği olarak başını dayamak için bir hakikat. Tanrıyı da aşan bir inanma ihtiyacı. Mehmet
İnsan ile sesleşmek; Kendi uğultusunun içinde kaybolmuş bir baş dönmesi ile... Neden'in kabuğunu kırıp içinden nasıl'ı çıkarmış bir sefalet abidesiyle... Yalnızlığımızı başka kim kudurtabilirki? Her içgüdüsel arayışında bize, haysiyet sağlığımızı hatırlatan hayvan mı? Bana sizi tüketmeyecek tek bir tutku gösterin, sizi tanrıyla tanıştırayım! Cehennem insan ile kirlenebilir ancak. Mehmet
Matematiğin sabit bir ıspatsızlık çizgisinde ısrarlı çırpınışı felsefenin derinliğinin keskin kanıtıdır. Hakikate giden yol onu bulamayacağını bilmekte yatar. Zira mantık olanla olmayanın arasında konuşlanmıştır! Mehmet
Reklam
Öldürenin acısı ölenden fazladır. Bir ölüme sebep olduğu kadar şahit olduğundan. Mehmet
Ufkumuzun sınırı bir diğerinin ufkudur. Rüyamızda bile tanrıyı aramıyoruz! İç çekişlerimiz sadece tıkanmış bir ciğeri rahatlatmak için. Tiksinmeyle her insan önce kendi içinde tanışmadı mı? Yeryüzünün uğultularını konuşarak bastırmaya çalışırız. Her birimiz diğerinin ne dediğiyle değil, ne duymak istediğiyle ilgilendiğimizden... Gözlerimiz duymak, kulaklarımız görmek telaşındadır. Ağızlarımız bizimle bir bağı olmayanları kusmakla meşguldür. Her tutku ruhumuzu bir azap çemberine hapseder, çünkü içimizde yanmaya ar etmiş bir cehennem taşırız. Mehmet
Kendine karşı yaşayan tek tür olarak, düşünmeyi sadece kabul görme bedbahtlığı ölçüsünde kullan insanın, yine kabul gördüğü zannıyla yaklaştığı madalyonun bir diğer silik yüzü olan muhatabına yeni bir dili keşfetmişcesine sinsiliği çaresizlikle yoğurarak kurguladığı ilk öykünüşündeki en hastalıklı beklentisi bir -ben- bulmaktır. Zira karşısındakinde kendisini görmeyi görülmek zanneder! Bu iç çekişsiz ve kedersiz hüzün taklidinin karşı tarafça aynı murdarlıkla yüzüne çarpıldığını anladığı an inançsızlığından aldığı süratle olmayan bir imana sığınıp yeni bir bedbaht ve bedbahtlık arayışına soyunur. Bu döngü değişmez. İnsanın gerçek amacı bilmek olsaydı anlamak ve anlaşılma kaygısıyla kendini aşağılamazdı. Zira günümüzde bu sümkürüşler nitelikli birer kirlenme biçimidir. Mehmet
Düşünce duygunun sebebidir, kendisi değil... Mehmet
Bir maskenin tek düşmanı sahibidir. Mehmet
711 öğeden 691 ile 705 arasındakiler gösteriliyor.