Ay şavkını bırakmış gözlerinde,
Sanki duru, sanki beyaz, sanki haziran...
Eylül yapraklarını bırakmış ellerinde,
Sanki narin, sanki ıssız, sanki unutkan...
Bu şehir sessizliğini bırakmış sözlerinde,
Sanki çocuk, sanki sır, sanki konuşkan...
Gece hasreti bırakmış saçlarında,
Sanki alıngan, sanki çıplak, sanki naz...
Ben kendimi bıraktım dizlerinde,
Sanki şiir, sanki idil, sanki can...
"Şu an sadece sarılmaya ihtiyacım var," dedim ona
"İnsanlık kadar eski olan bu hareket, iki vücudun kavuşmasından çok daha fazlasını ifade eder. Sarılmanın anlamı şudur: sende bir tehlike sezmiyorum, yanında olmaktan korkmuyorum, rahatlayabilir, kendimi yuvamda hissedebilirim, beni koruyan ve anlayan birisi var. Bizde birine isteyerek her sarıldığımızda ömrümüzün bir gün uzadığına inanılır. Lütfen, şimdi sarıl bana."
Elif, Paulo Coelho
"Kalbini camdan yaparsan, kıran çok olur.Demirden yaparsan, sonu pas olur. Denizden yap ki, giren kaybolsun, yüzmeyi bilen kurtulsun, bilmeyen boğulsun."