Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rakel`

Rakel`
@BenazirButto
Dinlemeyi, gerçekten dinlemeyi bilebilmek... Dinlemeyi ve anlamak için, o çabayı göze alabilmek... Farklı tanıklardan, farklı bakışlarla geriye kalanları kendi zamanımızda, zamanlarımızda yaşatmaya da alışmıştık çünkü... Farklı tanıkları, farklı sesleri ve bakışlarıyla, hiçbir zaman unutamadığımız, unutamayacağımız, unutturamayacağımız hayatlar için, hayatlarımız için yaşatmayı denemiştik...Başkalarının, günün birinde, çoğu kez beklenmedik bir zamanda, gerçek anlamda okunabilen hikâyelerinde de böyle anlarla karşılaşmıştık...
Reklam
Bu boşluğu, bu karanlığı açıklamak pek kolay değildi. Bu boşluk, bu karanlık kendince bir hikâyeydi, bir başka hikâyeye çağrı anlamındaydı, bu kararlılığın içindekiler, günün birinde, mutlaka bulmam, yaşamam gereken bir başka ‘masaldaydı’ benim için.
Görünenlerin, gösterilenlerin ardında bir hayat daha vardı bir kez daha... Görünenlerin, gösterilebilenlerin ardında kalan, karanlığı, başka ışıltılarla taşınmaya çalışılan bir hayat...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
‘Terk etmenin, direnmenin, yitirmenin ne olduğunu öğrenmiştik.’
Hikâyeler, insanlar, umutlarla, aldanmalarla yeniden doğan, doğurulan sabahlar...
Reklam
Ötekilerin zamanı için. Ötekilerin zamanı için. Yakalanamayan zamanları hep düşünmek zorunda kalanlar, kalacaklar için. Tik tak. Tik tak. Binlerce, yüz binlerce, milyonlarca, milyarlarca tik tak. Başka hikâyelerdeki, ülkelerdeki, duygu dünyalarındaki gibi. Tik tak.
Yanlış sığınmaların hikâyesini siz de daha önce yaşamamış, başkalarından duymamış mıydınız?
Bazı hikâyeleri, başkalarına, o hikâyelerin gerçek, ama bize uzak düşmüş kahramanlarına karşın kendimiz için doğurmamış, farklı yerlerde, farklı duygular ve ayrıntılarla yaşamamış mıydık bu yoldan giderek? O hikâyeler, biraz da bu yüzden çoğalmamış, bizi biz yapmamış mıydı?..
Zaman, kimi insanlarda bazı kopamamalarla, gidememelerle akıp gitmişti. Bazı sağırlıkların, geriye dönüşsüzlüklerin acısınıysa, sözcüklerin bittiği yerde, ‘kendinden bir şeyler’le anlatmak, anlatabilmek gerekiyordu. Herkes, içindeki o ufuk çizgisinde, o ölümsüzlüğe şöyle ya da böyle ulaşmaya çalışıyordu ya...
Bazı aşkların hiçbir zaman bitmeyeceğini, ayrılıklara karşın hayatın içinde bir yerlerde, tıpkı ölümlerden sonra devam eden o ilişkiler gibi, sessiz sedasız yaşamaya devam ettiğini, bazı sözcüklerin, resimlerin, nesnelerinse, o uzun yolda, her geçen gün biraz daha çok anlam, dahası yaşanırlık kazandıklarını kaçıncı kez anlatmak, birileriyle paylaşmak isteyişim bu?
Reklam
Ölümler, insanları farklı, çok derinlerde yaşanan yalnızlıklarla karşı karşıya bırakıyordu.
Bana gelmemiş, sadece birilerinde kalmış günlerin, gecelerin varlığına sonuna kadar inanmak istiyorum.
'Hayat kötü bir şaka’ demişti Muhittin Bey. Hayat kötü bir şaka... Basit, kolay tüketilebilecek bir şarkının sözleri gibiydi ilk bakışta bunlar. Ama biraz düşündüğünüzde, basit sözcüklerle birçok insanın hayatının en doğru şekliyle nasıl özetlenebildiğini de görebiliyordunuz.
Benim istediğim küçük bir olasılığa, bir kez daha inanmak galiba daha çok. Küçük bir olasılığa, günün birinde, gizine girmeyi yeniden denemek isteyebileceğim bir hikâyenin yolunu açmak için, bir kez daha inanmak... Ertelediğimiz, hep ertelediğimiz, o özlemler adına, oralarda beklettiğimiz o günler adına göze aldığımız o oyunlar düşünüldüğünde hiç de fena sayılmaz... O umut kırıntılarının ardından gitme duygusunu yaşamak, yeni bir güne, bir güne daha sarılmak için hepimize gerekliydi sonuçta...
Bazı duyguların, hayatların ‘gereğince’ anlaşılmaları, belirli bir yere oturtulabilmeleri içinse, ‘yine’ sabırla beklemek gerekiyordu.
9bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.