Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rakel`

Rakel`
@BenazirButto
Sabitlenmiş gönderi
— Ne istiyorsun peki? — Hiçbir şey. — Hiçbir şey, istenecek bir şey değildir. — Hiçbir şey, bazen büyük bir lükstür...
Sayfa 367 - Anya & NizamKitabı okudu
Reklam
"Yaşamak bize göre değil," dedi sonra, "her gün denedik, olmadı.." "Olsun varsın, birlikte öğreniriz, " "Biraz sabredelim bakalım, sonra zaten hepimiz öleceğiz."
Sayfa 75
"Neden ölmek istediniz?" "Ruhumuz yaşamaktan uyuştu..."
Sayfa 75

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama insanlar doğduklarından ötürü yaşarlar, akıldan ve hakikatten ötürü değil; yürekleri çarptıkça onların çaresizliğini işler, böler, kendi de sabır ve emek içinde kendi özünü yitirerek yıkılır gider.
Sayfa 74
"Ben seni tanımıyorum," diye cevap verdi Çağatayev. "Tanımazsın, yer gibi yaşıyorsun çünkü, içine giren hemen sonra dışına çıkıyor. Oysa bende her şey birikiyor..."
Sayfa 33
Reklam
Bir gün anne olursam ben olucak gibi bu :°)
"Ve yüzümü ona eğip, 'Ne istiyorsun? Orası sıcak, sakin, ben de sinirlenmeyesin diye pek az hareket etmeye çalışıyorum, neden çıkmak istiyorsun içimden?..' diyorum. Ona alıştım, devamlı yanımda bir insanmış gibi yaşıyorum seninle yaşamak istediğim gibi, doğurmaktan korkuyorum; canım yanacağından değil, doğum onunla sonsuza kadar ayrılığın başlangıcı olacak, şimdi tekme vurduğu ayakları anasından ayrılmak için can atacak, hep uzaklara, daha uzaklara gidecek diye; ömrü boyunca, oğlum benden, benim ağlayan gözlerimden tamamen gizlenene kadar...
Sayfa 27
Yani bütün mülkü göğsündeki yüreği; o da çarptıkça...
Sayfa 26
"İnan, Nazar, yıllar hızla geçiyor, ayrılığa alışırım ben." "Kötü bir şeye neden alışasın?" dedi Çağatayev; neden herkese inanılmaz gelirdi mutluluk ve insanlar neden birbirlerini sadece kederle baştan çıkarmak amacını güderlerdi, anlayamıyordu.
Sayfa 21
Ümitsizlik, keder, muhtaçlık minicik bir nokta gibi büzülebilir insanda; sadece ölümden önceki son nefes çıkarıp atabilir onları.
Sayfa 21
Çağatayev anlamamış gibi durdu kadının önünde. Kadının acısı değildi ona tuhaf gelen, yalnızlığın kaderinde olduğuna inanmasıydı; oysa Çağatayev onunla evlenmiş, onun kaderini paylaşmıştı. Acısını saklıyordu kadın ve harcamak için de acelesi yoktu. Demek ki insanın idrakinin derinlerinde ve yüreğinin tam ortasında, ömrünün baharındaki canlı, parlak gözleri sevenin kollarında, hatta çocuklarının öpücükleri arasında bile bulanıklaştırabilecek düşman bir kudret vardır.
Sayfa 20
Reklam
Yalnız bana yalan söyleme, heyecanlanma; insanları kaybetmeye alışkınım ben.
Sayfa 20
"Neden gözlerin yaşlı?" diye sordu Vera, memleketine gitmek için ayrılacağı gün Çağatayev'e. "Anamı hatırladım, küçükken bana nasıl gülümsediğini." "Nasıldı?" Çağatayev zorlandı. "Hatırlamıyorum... Benim için sevinirdi, benim için ağlardı; artık böyle gülümsemiyor insanlar. Mutlu yüzünden dökülürdü gözyaşları."
Sayfa 17
Biz fark edene dek de kaybolur gider.
Fark edilmez bir bahtiyarlık yanı başımızda yaşar çoğu zaman.
Sayfa 9
"Gülçatay!" dedi yüksek sesle. "Ne var?" diye sordu yanındaki teknolog kız. "Öylesine," diye açıkladı Çağatayev. "Gülçatay, annem, bir dağ çiçeği. Küçükken, en güzel şeylere benzerlerken öyle derler insanlara..."
Sayfa 7
Bir daha buraya dönmeyecekti. Buradaki cansız her şeyle gizlice vedalaşıyordu. Günün birinde onlar da dirileceklerdi; ya kendiliklerinden ya da insan aracılığıyla. Avludaki bütün gereksiz şeyleri dolaşmış, eliyle dokunmuştu onlara; bu şeylerin onu hatırlamalarını, sevmelerini istiyordu nedense. Ama inanmıyordu aslında buna. Çocukluk anılarından, tanıdığı bir yeri uzun bir ayrılığın ardından görmenin tuhaf ve kederli olduğunu biliyordu; yüreğinle bağlısındır ona ama o hareketsiz şeyler seni unutmuştur, tanımaz, düpedüz sensiz işlek, mutlu bir hayat yaşamıştır, sense onlara yabancısın, duygularında yapayalnızsın, şimdi acınası, meçhul bir varlık olarak duruyorsun karşılarında.
Sayfa 6
Rakel`
Bir kitabı okumaya başladı
Can
CanAndrey Platonov
7.9/10 · 978 okunma
13bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.