Yalan olur sevmedim dersem;
Ama yolcu yolunda gerek.
Ey ömrümün uğuldayan durağı;
Yanlış bir hesaptan dönerek,
Benli günlerini sil istersen.
Geriye sen kaldın işte.
Sonra bakıyorum hiç değişmemiş,
Duruyor olduğu gibi
Aramızda cansız masa.
Kestiremiyorum bir türlü
Uzak mısın, yoksa yakın mı bana.
Derken içimde bir korku
Başlıyor mayalanmaya.
Ve omuzumda bir kuzgun,
O parlak siyahlığıyla
Alayla bakıyor suratıma.
Gözlerinin ardından
Gide gide seni
Dudaklarını geçtim
Daha içeri
Daha derin
Aradığım inindi
Sığınacağım inin
Sularının altı
Kuyularının dibi
Saklanacağım
Örtüneceğim
Dünyaya geldiğim gibi
Geriye döneceğim
Çekip perdelerini
Sürüngen bir böcektim
Tıpkı bir böcek gibi
Uzalı antenleri
Toprağını oyarak
Aranarak yolunu
İnine doğru gittim
İnindi çeken beni...
Sana geldiğim yağmurlu günleri hatırlar mısın?
Pencerene açılan yol dönemecini.
Aralar mısın hatırama öyle her akşam
Ilık gülüşlerinin gölgesiyle yüklü perdelerini.
Bulutlar terkederdi şehri daima
Akşamları gemiler terkederdi.
Bir balkonun kalırdı sanırım
Kaybolan gölgelere aşina
Vapur iskelesinde buluştuğum uz bir akşam
O akşam erkenden ayrıldık ve sonra
Hâlâ hafızamızda devam ediyordu
Unutulmuş hayatı maviliklerin
Hâlâ hatıramdadır odam a son gelişin,
Ve gitmeden önce
Saçlarını tarayışın hâlâ aynada...
Benim küçük öksüzüm , genç dulum
Ben senin hem baban, hem koçanım.
Erken tenhalaşan karanlık arka sokaklarda
Bütün servetin gibi ellerini
Avuçlarıma bıraktığın geceler
Sana küçük bir evden söz etmeliydim...
Uzun bir aşktan sonra tekrar
Bütün beni sevenleri hatırlıyorum
O şehirde bütün tanıdıklarım ve sen
Sen beni severdin
Sen iyiydin, güzeldin!