Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güzeşte

Güzeşte
@BetlKevsr
Ben sizin en eski düşünüzüm. Bir daha göremeyeceğiniz düşünüz.Zahrad. .
61 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Bir alışkanlık mı desem, yoksa bir nevi terapi mi bilemedim.. Ama akşamları eve döndüğümde kimi zaman bir kağıda, kimi zaman da tuşlara dokunarak anlatırım beni etkileyen şeyleri.. Bugün ağlamamak için kendini tutan, yaklaşık bir metre yirmi santimlik bir bedenin içine girdim, bir çift gözde.. Öğretmenim? diyerek bir köşede sadece benim
Reklam
Heeeey Uyumayanlar
Bir çoğunuzun izlediğinden emin olduğum, doğumum senesi yapımı bir film "Esaretin Bedeli" .. Bu filmi izlerken aklıma birkaç dilekçe geldi. Şimdi birçoğunuz neyden bahsettiğimi tam anlamayacaksınız.. İşin doğrusu herkes anlasın diye de yazmıyorum bunu buraya .. Sadece yazıyorum hepsi bu. Birçok dil bilgisi ihlali olduğu gibi hiçbir düzeni olmayan cümleler yığını . ama bu önemli değil. Birçoğunun ilk cümleden buraya kadar okuduğuna dahi inanmıyorum.😅 Betül Kevser yine öznesi Bağdat'ta yüklemi Bağcılar'da cümleler kurmuş deyip, bırakmışlardır..😅 Neyse biz konuya dönelim ; Müzikten bahsederken elini önce kafasına daha sonra kalbine götürüp.. "Burada ve buradaydı.Müziğin güzelliği budur işte. Kimse onu sizden alamaz. Dünyada, taştan olmayan, kimsenin senden alamayacağı bazı şeyler vardır. Kimsenin senden alamayacağı.." Neydi peki bu.. "Umut".. Filmin sonundaki cümleyse; " Umut iyi bir şeydir. Ve iyi şeyler ölmez. " .. Bitmeyecekmiş gibi gelen acılar, sevgiler, konuşmalar, saatler.. Ve herşeyin bittiği o yerde başlayanlar.. Hadi boşverin siz şarkılar söyleyin içinizden. Dualar edin demezsem vicdan azabı çekerim.😁 Tabi ki dualar edin.. Filmi izlerken Frankl'ı hatırladım, çenesini küreğin üzerinde duran eline dayadığında, kamptan soyutlanıp, yaşama sanatında harika eserler vereceği düşüncesiyle, umuduyla diyelim kurtuluşunu.. Filmi izlemeyenlerin bittabi izlemesini tavsiye ediyorum.. Harika geçen iki saat yirmi iki dakikanın sonunda, uyumalıyım.. İyi geceler.. 🙏🤗🌿 Ha durun durun filmden bir cümle daha.. "Tanrının adaleti er geç tecelli edecektir." 🌿 .
Ben bir Kâtip. Korktuklarınızın. Haksızlıklarınızın yazarı. Ahh o uykunuz, o derin uykunuz.. Ahh küf kokulu korkularınız sizin. Rutubetli sevgileriniz. Siz ahh sadece ayaklarının taşıdığı bedenler. . m.youtube.com/watch?v=sVUYboC...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bugün sizinle paylaşmak istediğim şey, Ulusoy'dan Hz.İbrahim kıssasına bir bakış.. Bakalım kimler okuyacak? 🤗 .Tek ihtimalli daracık bir dünyası olan Nemrud'u tanıyoruz.. Ateşin yakıcılığından emin dar dünyalı Nemrud, büyük bir ateş yaktırırdı.. Öyle büyük bir ateş ki bu, gökte uçan kuşları dahi içine çekti. Hz.İbrahim mancınıkta, içine atılacağı
#DünyaSivaslılarGünü "Nidecük, Hergünün saaabı Allah gızım. 😅"diyecek kadar tevekküllü bir babaannenin torunu olarak, buraya tabi ki ; m.youtube.com/watch?v=nBR8ZGE... bunu bırakıyorum. Haydi hemşehrim, al mendili eline geç horonun başına.😅
Reklam
Taş Oda (Eylül)
......Alnımdaki ıslak bezi, 5 lt lik bir şişeyi keserek hazırladıkları suyun içine attım. Yeter bu kadar durduğu. Acımı da hafifletmiyor zaten. Aynı acıyı kessin diye içtiğim ağrı kesiciler gibi. Hatta ne gibi biliyor musun? Türk Ceza Kanunu gibi. İnsan fıtratındaki vicdan, adalet, dürüstlük gibi.!.....
Soru??
Son zamanlarda paylaşımlarımın bir çoğunu arşivledim. İnstagramda dahil olmak üzere sadeleşmenin ferahlığını hissediyorum. Aklıma takılan bir şey var. Sosyal medya kullanımı "görünür" olmak çabasından mı ileri geliyor ? Hakikaten bu resimlerdeki bizler miyiz? Aynaya baktığımızda gördüğümüz biz miyiz? Benlik bu kisvenin içinde kalıyor.. Aslında kimse bizleri göremiyor.. Bize bir şey katmalı değil mi, ya da üretkenliğimizi sergilediğimiz bir mecra olmalı değil mi instagram..? Kimi çok güzel resimler çekiyordur, kimi çiziyordur, kimi söylüyordur, kimi çalıyordur.. Ama bir şeyler katıyordur.. Hiç bir şey katmadığını düşündüğümüz şeyleri paylaşırken güttüğümüz amaç ne olabilir?.
Son karsambacım da elimde eriyor şimdi.. Birkaç kilometre sonra kırmızı bir çizgi geçecek yaşadığım ilin üzerinden.. Ben Dağ gibi bir Adamın arka koltuğunda, başımı cama dayamış, gün batımını seyrediyorum.. Hızla akıp gidiyor zemin altımızda.. Ne tuhaf diyorum.. Her şey gerilerde kalıyor.. Anılar, insanlar, sözler.. Taşlara bakıyorum,
Bu ne beter çizgidir bu
Aşk Risalesi ve Veda şiiri aynı kitap içerisinde bulunabilir. Aynı Zarifoğlunun "Haydi, Aşk Aşk, deki dağları delerim senin için." cümlesini kurup, dağların ardında kalması gibi.. Erdem Bayazıt'ın "Haydi gel sevgilim" çağrısıyla, bir daha bir daha denemeyi isteyip, aşkın bir adınında 'yorulmamak' olduğunu söyleyip, 'Uzansak yerin altına ve toprak olsak' cümlesini kuracak kadar 'yorduğu' gibi.. Ben şimdi bir tren yolculuğunda sadece ân'ı not etmek isterim ve Erdem gibi derim ki; "Ah bir yalnızlık vaktinde Herkesle birlikte olduğumuz Gene de yalnız olduğumuz Bir parkta Ta uzaklardan gelir gibi  Bir tamburdan bir ezginin Bizi bizden ve her şeyden  Alıp götürdüğü gibi Aşk." ..
Reklam
"Bu son alıntıyla kendimi alıntılamaksızın okumaya bırakıyorum. Yayınevinin işini üstlenir gibi bir hâl alıyor bazen içimde bastıramadığım duyduğum güzelliği duyurma hissim."
Sayfamda gördüğünüz Şükrü Erbaş'ın Bütün Şiirleri 1 den yaptığım alıntılar yine Şükrü Erbaş'ın Bütün Şiirleri 2 ye aittir. :)) Bu bir kendini kaybetmişliktir. Kitap incelemesine yazdığım yazı bu kaybetmişiliğin izahıdır.😂😂😂👍
Gel de gülme. :))"Ben Bu kitabı okurken(Şükrü Erbaş - Bütün Şiirleri 2) kendimi kaybettim arkadaşlar." Nasıl mı?? Bütün Şiirler 1 den bir alıntıya rastladım kısa zaman evvel. Nasıl olur da bunu gözden kaçırmış, nasıl olur da okuyup geçivermişim derken, bu şiirin okuduğum kitapta olmadığına kanaat getirdim. Bu satırlar en koyu dalgınlıkta bile olsam beni ayıktıracak cinsteyken , okuyup geçmiş olamazdım ya. :)) Ve bu şiir o kitapta yok dedim. Evet doğruydu söylediğim. Ve bu şiir o kitapta yoktu. O an aklıma bir şey geldi arkadaşlar; Ya benim okuduğum o kitap değilse ve ya ben 5 gündür Bütün Şiirleri 1 diye Bütün şiirleri 2 den alıntı yaptıysam ve bunu Allah'ın bir kulu fark etmediyse. (?) Yerimden kalkıp yavaşça kitabın ön kapağına baktım. Yürürken sıkça DÜŞEN biri olarak, hissettiğim o duyguyu bu defa AYAKTA uzun bir süre hissettim. :)) Yine gülerek söylüyorum ki, Evet Ben, Bütün Şiirleri 2 yi okuyup, Bütün Şiirleri 1 diye bir haftadır alıntı yapan o kişiymişim. Ve siz de bunu fark etmeyenler..:) İncelememe gelince ; "Bana inanın, Bu kitabı okurken, kendinizi kaybedeceksiniz."
Şiddet
"Yüksek sesin ŞİDDETİ". Ne dersiniz ?..
Evet, Şükrü doğru söylemiş, ne de güzel söylemiş.. İşte bazı kitaplar, siz de böylesiniz.. Evet, evet Tenimle Ruhum arasında bir köprüsünüz siz de.