Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Soyer

Betül Soyer
@Betulsoyer
Uzm. Psikolog
382 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Doğrusunu söylemek gerekirse klinisyenler sadakatle bağlı oldukları teorileri seanslarında her zaman kullanamayabilirler ki bunda çok da haksız değillerdir. Birinin icat ettiği bir yöntemi bir başkası kullandığı anda artık o farklı bir yönteme dönüşür. Her terapist bir bireydir - kendine ait değerleri, kişiliği, hali tavrı vardır. Kimse terapiyi bir diğerinin yaptığı gibi yapamaz. Dahası, danışanlarla olan etkileşimimiz bizi, aldığımız eğitim her ne olursa olsun, doğaçlama bir biçimde hareket etmeye teşvik eder.
Reklam
Terapi sürecinin dilemması…
Danışanın yaşamında gerçekte ne olduğunu öğrenmek -hafızadaki boşluklar, dilin kısıtlılığı, algının öznelliği ve kültürel etkiler düşünüldüğünde- imkânsız değilse bile hayli zor olduğundan, belli bir miktar aldatılma, çarpıtma ve yarı hakikatle barışmak zorundayızdır. Hakikatin kendisini alamasak bile ona yakın bir şeye razı oluruz, hem danışanlarımız hem de kendimiz için.
Bizim hâller...
Yaşam doyumunda iniş ve çıkışlar yaşamak insan doğasının ve bir parçası olduğu kadar terapist olmanın da doğal bir getirisidir. Terapistlik, zirveleri kadar dipleri de olan oldukça duygusal bir meslektir. Bazen kendimizi Tanrı'ya çok yakın hissederiz - güçlü, zarif, şefkatli, bilge. Bazen de öylesine yetersiz olduğumuzu düşünürüz ki bu mesleği yapmamıza izin verilmesine bile hayret ederiz. O güne kadar kaç kişiye yardımcı olmuşsak olalım, içimizde bunu bir daha başaramayacağımızı söyleyen bir duygu kalır. Geçen sefer neyin işe yaradığı hakkında en ufak bir fikrimiz yoktur çünkü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tükenmişliğin sebebi aşırı uyarılmadır dersek, sıkıntının da nedeni uyarılmanın olmamasıdır. Her ikisininde de insanın verdikleri ile aldıkları arasında bir uçurum vardır.
Terapi ilişkisi eşi benzeri olmayan, asimetrik bir ilişkidir. Bu ilişkinin kurallarına göre terapist kendisi hakkında paylaşacağı bilgiler üzerinde mutlak kontrol sahibidir. Kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak özgüven sorunu yaşayan insanlar için terapistin bu şekilde geri durması ters etki yaratır. Süreçten verim alan danışanlar zamanla bu güvensizlikleri üzerinde çalışır ve daha bağımsız hale gelirler.
Reklam
Zor danışan davranışları-1
Direnç hangi şekilde tezahür ederse etsin Freud'un bir zamanlar inandığı üzere tedavi önünde bir engel değildir. Danışanlar ister aşırı uyumlu olsunlar ister ileri düzeyde saldırgan, artık biliyoruz ki aslında tek yaptıkları kendilerini tek parça halinde tutabilmek uğruna ellerinden geleni yapmaktan ibarettir.
Terapideki diğer pek çok süreç gibi karşıaktarım da tepkinin özünde tepkisel mi, tetiklenmiş mi, yer değiştirmiş mi yoksa yansıtılmış mı olduğu üzerinden sınıflandırılır.
Danışanlar da terapistlerini değiştirir…
Şifacılar arasında nesilden nesile aktarılan eski bir İnka efsanesine göre her türlü zihinsel ve fiziksel hastalığın kaynağında saflığını kaybetmiş bir ruh yatar. Şifacının zihinsel ruhu, telkin gücü ve beyaz sihir yapma becerisi hasta ruhu saflaştırıp içsel kontrolü yeniden temin eder. Bu saflaştırma her zaman riskli bir eylemdir çünkü hastadan yayılacak yıkıcı enerji, şifacının da ruhuna tesir eder.
En iyi eğitimleri ve süpervizyonları da alsa, kendi analizini de tamamlasa terapist yine de danışanların görmeyi arzu ettiği türden yüzde yüz tarafsız, istikrarlı, her şeyi bilen bir tanrıya dönüşmeyecektir.
Sanki süreç hep aynıymış gibi; birbirinin tıpatıp aynısı bazı aşamalardan geçilir, çatışmalar çözümlenir, aynı işlevsiz inançlar kurcalanır ve terapist de hep sabit kalırmış gibi yapıyoruz. Önde gelen terapistlerin çoğu, yardım yöntemlerimizin güvenilirliğinin alanın en önemli meselesi olduğunu öne sürüyor. Biz aksine inanmak istesek de terapi bir dizi tesadüfi ve kişisel değişkenden etkilenebilen oldukça insani bir uğraştır.
Reklam
Sakin sakin oturan, yumuşak bir ses tonuyla konuşan terapist en telaşlı danışanı bile sakinleştirecektir. Korkuları, fobileri, panik bozuklukları olan kaygılı ve gergin bireyler, sakin modellere olumlu yanıt verirler.
Profesyonel yardımcılar olarak asıl görevimiz şahsi olarak daha etkili ve sevgi dolu insanlar haline gelmektir. Şefkatimizi yalnızca işimizde değil, yaşamımızın tamamında göstermeliyiz. Eğer tutarlı ve içten olacaksak ailemiz, iş arkadaşlarımız, arkadaşlarımız ve hatta sokaktaki insanlar da en iyi yanımızı görmelidir.
Zamanımın büyük bir bölümünü başka terapistlere süpervizyon ve eğitim vererek geçiriyorum. Danışanlarının içinde ne varsa dökmesini, en derin meselelerini masaya yatırmasını, esnemesini, risk almasını beklerken kendileri bunu yapmayan terapistler görmek beni hayrete düşürüyor. Sanırım bazı terapistler terapinin ve sürekli gelişimin kendileri için değil, başkaları için olduğuna inanıyorlar.
Terapistin görevi yalnızca kişinin kendisini anlamasına yardımcı olmak değil, onu risk almaya da teşvik etmektir. Danışan kendisi üzerine düşünmekle kalmayıp harekete de geçmelidir.
Terapistler…
Bazılarımız işimiz sayesinde büyür, gelişiriz. Yardım etmeye çalıştığımız insanlardan çok şey öğrenir, bildiklerimizi uygulamaya koyar ve kendimizi anlarız. Bazılarımızsa tükenir ve umutsuzluğa kapılırız. Zamanla alaycı, kayıtsız, bıkkın insanlara dönüşebiliriz.
1.746 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.