Öncelikle ifade etmeliyim ki, kitapla ilgili ne yazarsam yazayım duygu ve düşüncelerim eksik kalacak. Bu kitapta 11 yaşında spastik ikili kuaripleji olan tekerlekli sandalyede vücudunu hiçbir şekilde hareket ettiremeden,tek kelime dahi konuşmayan, kendini ifade edemeyen tüm bunlara rağmen oldukça zeki ve fotografik bir hafızaya sahip olan, zorluklara mücadele eden Melody'nin hikayesini okuyoruz. Sorguladım, hiç durmadan sorguladım. Kitap boyunca her karakterde ben olsaydım düşüncesi döndü durdu kafamda. Hızla okuyup bitirdiğim bir kitap olmasına rağmen sindirmem, kendime sorduğum sorulara cevaplar bulmam zaman aldı. Mutlaka okunması ve çocuklara da okutulması gereken bir kitap.
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,2bin okunma
Herkese Merhaba.. #okudumbitti
Konusu çok farklı bir kitap ile geldim. Kitap sizi okurken düşündürecek bazı sayfaları tekrar tekrar okuyacaksınız. Kitap sizinle konuşuyormuş gibi akıcı bir dille yazılmış bir günde bitirebileceğiniz bir kitap.
Karakterimiz Betül evli ve bir kızı vardır. Görünüşte mutlu iyi bir işi evliliği vardır ama içten içe mutsuzdur. Yıllar önce onu terk eden ve unutamadığı ilk aşkı Tunç karşısına çıkar Betül ne yapacağını şaşırır. Kendi hayatının sorgulamasına başlar bu sorgulamalarda satır arasında Nil ile karşılaşır. Hayatının yönü bu konuşmalar ile şekillenmeye başlar.
Satır ArasıCenk Mustafa Güven · Sıfır Yayınları · 061 okunma
"Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış. Ya çocuklar, İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?"
Tek oturuşta bitirilecek, kısa ama dokunaklı bir kitap. Bir çocuğun gözünden hapishanenin bu kadar safça anlatılabileceği güzel bir eserdi.
Boğazımda bir yumru ile okumaya başlayıp kitabın sonunda zar zor yutkunduğum buruk bir tebessüm tadında bir yapıt. Ama her ne olursa olsun Uçurtmayı Vurmasınlar..
Sayın Alper Canıgüz Kitaplarını okurken çok güzel vakit geçirdiğimi söylemeliyim. Gizliajans son derece eğlenceli, absürd, avantür bir roman. Başlarda okurken kim inanır bunlara diye okurken kendimi bir yalana inanmış olarak buldum. Velhasıl kitabın son evrelerinde bir yalana inanmış olmanın bedelini ziyadesiyle ödedim oysaki baştan biliyordum her şeyin bir uydurmaca olduğunu. Bir şeylere bile bile inanmak/aldanmak insan tabiatında var sanırım.
Yazar bize onu yap şunu yap demek yerine, güzel ve etkileyici başlıklar altında kısa kısa hikayelerle bizlere öyle güzel örnekler vermiş ki hiç sıkılmadan bir solukta okudum.
Ayasofya minaresinden selalar okunmaya başladı ve çavuşların gülbankların eşliğinde 1818 efrenci yılının sürre alayı hareket etmiş oldu."
Sultan Mahmud tarafından hazırlanan, Harem-i Şerif’e doğru yola çıkan, başı-sonu görünmeyen bir kervanda 4 ay sürecek bir yolculuk yapıyoruz bu kitapla. Bu kutsal yolculuk bir Vak’a-Nüvis Yahya efendinin ağzından hikaye ediliyor.
Meşakkatli yollar, kum fırtınaları, çekirge istilaları, gündüz kızgın çöller, gece donduran ayazlar, ve en önemlisi 5 yıldır müslümanlara hac yapma fırsatı vermeyen Vehhabi tehlikeleri.. Bu tehlikeleri hiçe sayarak Kâbe’ye kavuşma arzusuyla İstanbul’dan Mekke’ye nice şehirler, köyler, çöller aşan bu kervanda; aşk, dostluk, ihanet, cinayet, gizli sırlar ve bitmek bilmeyen bir umut var.
Ağır bir dille yazılmasına rağmen sürükleyiciydi.Okurken sizide bu kutsal yolculuğa götüren güzel bir eser. Kervan Medineye yaklaştıkça okuyucuyunun da yüreğinde ki heyecan artıyor. Sanki kervandaymış gibi hissediyorsunuz. Her sayfasında ya öğrenilecek bir bilgi veya ders alınacak bir öğreti mevcut. Mutlaka okumalısınız.
1875 yılında yazılmış Türk edebiyatının ilk romanları arasında sayılan bir kitap; Felatun Bey ile Rakım efendi.
Romantizm akımının etkisinde yazıldığına şüphe yok. Ayrıca, Tanzimat Edebiyatı'nın genelinde olduğu gibi, yanlış batılılaşmayı göz önüne sermeye çalışmış. Alaturka ve Alafranga arasındaki çatışmayı, iki ana karaktere güzelce yedirerek anlatmış.
Akıcı bir dili, okuru sıkmayan ve yormayan bir yapısı var.
Hikaye, batı hayranı Felatun ile daha alaturka yaşamayı tercih eden Rakım arasındaki zıtlıkların anlatılmasını konu alıyor. İki karakterin benzer olaylar karşısında verdiği tepkileri ölçüyor. Ancak burada şunu söylemek gerek, her ne kadar iki karakter üzerinden anlatılsa da; Rakım'a daha fazla ağırlık verilmiş durumda. Bu da bende, yazarın alaturkaya eğilimi olduğu kanaati uyandırdı. Rakım, hikaye boyunca çok daha fazla göz önünde tutulmuş ve anlatıcı açıkça Rakım'ı takdir ettiğini belli etmekten çekinmemiş.
Yazıldığı döneme ayna tutan bu eseri herkese naçizane tavsiye ederim. Keyifli okumalar
Kitapla ve sevgiyle kalın..