Bu parka yine gel
Şu bankta yine oturalım
Gözlerimiz hasret gidersin
Bakışlarına saatlerce baksın ben
Yine yeni baştan,
O kırık bankta zamansız oturalım...
Bu parka yine gel
Gözlerin bir bediz gibi muazzam çizgilere sahipken gözyaşlarını belfün gibi akıtan canel cemresi düşer içime. Senin bu yüreğinde cevher mi vardır. Geçtiğin kaldırımlar çiçeklenir. Senin bu gözlerinde feray mı vardır. Arkamda figan olur benle gelir. 4 mevsim açsanda solsanda hazal tazeliği vardır senin bu yüreğinde. Ah kavin,senin bu çehrende ne vardır. Bonkör acıların cimri mutluluklarıyla savaşan zeren zehre🌸. İnsanlardan aldığı yarayı yaymayan tek yaren.Senin bu benliğinde ne vardır,viran olmuş her süveydaya su olur. Bin yıllık bilenmişlerle gitmek istediğin yoldur seni var eden. Ah kavin, bilinmezlik durmuş diline oysa bilmez misin bilmem dediğin her cümlenin yarasını.Tanımaz mısın hangi merhem hangi yaraya iyi gelir. Görmez misin yarayı sadece acı kanatır. Senin bu yüreğünde ne var bilmem lakin ne varsa aynı tarifi isterim.❤️
“Onu çok seviyordum.”
İçimde bütün bir dünyayı sevecek kadar çok muhabbet bulunduğunu hissediyor ve bunu nihayet bir yere sarf edebildiğim için kendimi mesut sayıyordum.
SENİ, BİR İNSANIN YAŞADIĞI SÜRECE BELKİ BİR DAHA KARŞILAŞAMAYACAĞI BİR MUCİZENİN GİZEMİNDE BULDUM VE KIRMIZIYLA YENİ TANIŞMIŞ BİR KİRAZIN UMUDUNDA SAKLIYORUM…