...Masal bittiğine göre gerçeklere dönmemiz beklenen ve yerinde bir tutum olurdu, ama ne yazık ki Masal bitince hikâyelere, romanlara ve televizyon dizilerine dönüyoruz. İçinde yaşadığımız toplumun geçmiş deneyleri bugün için birer kazanç olarak ele alınamıyor. Yani bir bakıma geçmiş sandığımız vakıalar günümüzde yaşananların benzerleri. Bu yüzden bundan elli, yüz yıl önce yaşanılanları gerçek yüzleriyle, asıl mahiyetleriyle bilip tartışmakta zorluk çekiyoruz. Olan bitenin "masal" kısmı sona ermiş olabilir, ama bu masaldaki sembollerin tekabül ettiği gerçek hükümranlığını sürdürüyor...
Sırf insanların göz ve ruh zevkini tatmin etmek için, şu muazzam gökyüzünün yıldızlarla süslendiği yazılı Kur'an'da... Ne var ki insan gökyüzüne bakmayı unuttu!Ekranlarda, vitrinlerden, reklâm panolarından yukarısına bakmaz oldu! Hatta birbirlerinin yüzlerine bile! Kapitalizm, insanın gökyüzü ile olan göz bağını bile kopardı... İnsan tekrar okunamaz,hatta kendini okuyamaz hale geldi. Kendini okuyamayan insanın bütün okumaları neye yarar? Adına bilgi çağı, iletişim çağı denen bir çağda, insanın ne olduğu bilinmiyor. Okunamıyor insan. Çok ilginçtir, İslâm'da, okuma yazma bilmeyene "ûmmî", kendini ve var oluşu okuyamayana ise "cahil" denir...
Sessizlik... Bilgi diye öğrendiğim herşeyi susturan sessizlik...
Arkadaş seçiminde şu çok önemli bir kriterdir:"Sizinle beraber eğlenmek için işini bırakanlardan ziyade, sizinle beraber çalışmak için eğlencesini bırakan insan çok daha güvenilir kişidir..."