Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büşra

Madem ki o benim için artık her şeydir, o halde bütün kâinatımla ona taşınacağım!”.
Reklam
Fakat Mümtaz o yaz, insan ruhunu olduğundan çok hür sanıyordu. Her an kendimize sahip olabileceğimize inanıyordu. Bu demektir ki, hayatın gafiliydi.
Onun için aşk, hislerin kelimelerle israfı değil, Mümtaz’ın ruhundaki fırtınaya olduğu gibi kendisini teslimdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ve Nuran’ın en parlak mücevherlerden, en keskin kılıç parıltılarına kadar değişen başkaları vardı.
Mümtaz, son defa, onun uzaktan gelişinin kendisinde bıraktığı hissi tahlile çalıştı. Ve neticede bunun bir nevi zihni kamaşma olduğuna karar verdi. Sanki o, yolun başında görünür görünmez, her şey silinirdi. Bütün endişeler görünmez olur, halecanlar diner, sevinç bile eski parlaklığını kaybederdi.
Reklam
Hiçbir meselede Nuran, Mümtaz'ın hayatını tasarrufa kalkmamıştı. Sevginin insan hürriyetine bir tecavüz olmamasını istiyordu. Mümtaz, ömrünü ve hayatını ona hediye ettikçe, o tıpkı eski ve cömert Abbasi halifeleri gibi hepsini birden kabul ediyor, sonra yine ona iade ediyordu. "Benimdir, fakat sende kalsın…”
Ne Mümtaz bu kadar sevebileceğini, ne Nuran bu kadar sevilebileceğini düşünmüştü.
Bir insan kendi içinde bir başka insani bu kadar kuvvetle bulabilmek için, sade tesadüfler kâfi değildi.
Debussy’i, Wagner’i sevmekle Mahur Beste’yi yaşamak, bu bizim talihimizdi.
Nihayet aşk da ölüm gibi, insan hayatının belli başlı merhalelerinden biriydi.
Reklam
Fakat hayatı da olduğu gibi kabul ediyordu. Çünkü hayat insanla oynamak isterse oynayabiliyordu.
Bir şeyden korkmak, biraz da onun geleceğini beklemektir.
Kendisini cok acayip bir perdenin önünde buluyordu. Onu açarsa kainat altüst olacaktı. Mümtaz'ı sevdiğini biliyordu. İçinde müphem ümitlerin huzursuzluğu ile uyanan bir şey, hiç tanımadığını sandığı bir yaşama sıcaklığı hep kendisini ona doğru sürüklüyordu. Bununla beraber gene bir yığın şey de ona karşı geliyordu.
Fakat bugün Mümtaz sevincinde yalnızdı. ve bu hep böyle olacaktı. Yarin ıstıraplarda yalnız kalacak. Bütün tanıdıkları, dostları için bir muamma, bir meçhul yahut hayatın kenarına fırlamış bir rakam olacak, öbürsü gün öldüğü zaman da aynı şekilde yalnız ölecekti.
İnsanoğlu tam sevinemez, bu onun için imkânsızdır. Düşünce vardır, küçük hesaplar vardır ve korku vardır. Bilhassa korku vardır. İnsanoğlu korkan mahlûktur. "Hangi büyük mucize bizi bu korkudan kurtarabilir?”
1.153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.