Bu eseri incelemeye kendimi layık görmeyerek onun eserlerini okumaya, Sabahattin Ali gözünden sanata sanatçıya yönelik eleştirilerinin anlaşılmasına yönelik merak uyandırması dileklerimle.
Hakkında "Fikirleri uçuşurken sanki onları yakalamak ister gibi acele acele konuşurdu." şeklinde bahsedilen Sabahattin Ali kitabında bunu oldukça etkili bir biçimde yansıtmıştır. Yaşantısında da kendisiyle ilgili düşüncelerinin çoğu zaman olumsuz olduğu bilgisini edindiğim kıymetli yazarımızın bu eserini kendisinin ruhundaki yansımalar olarak duyumsadım.
Dönemin sosyal yaşantısını ve etkin zihniyetini ortaya koymakla birlikte edebiyatla ilgili görüşlerini ve eleştirilerini de karakterleriyle kuvvetle satırlarına aktarmıştır.
Kişinin eylemleri sonucu ortaya çıkan ve çoğu zaman istenmeyen durumlara yine kişinin zihninde haklı sebepler arama kaygısı ve çabası, günah keçisi olarak sığınılan içimizdeki şeytanın çarpıcı ve soyut tasviri olmakla birlikte İçimizdeki Şeytan en samimi itiraf ve kabulleniş göstergesidir. Ömer'in Macide'ye olan tutkulu aşkı ve sınır tanımayan benliği aynı zamanda peşini bırakmayan içindeki şeytan çalkantılarla okurun ruhuna işlemeyi bekliyor.
