Tutarlılığıyla sözel dünyayı görkem içinde tahayyül edilmiş bir evrenin üzerine yükselten bir sone, bizim için gözyaşlarına davet olmaktan çıktığında ve bir sonatın ortasında esnemelerimiz heyecanımıza üstün geldiğinde, artık bizi mezarlıklar da istemeyecektir, çünkü onlar sadece taze cesetleri kabul ederler, hâlâ azıcık sıcaklıkla ve bir hayat hatırasıyla dolu cesetleri...