Senin kabile-i münevverinde musallalar vardı
Bir beşikte sallandı dünya, dünya ahugüzardı
Neden yürüdün kabrinin üzerine
Kabirde sorgu sual vardı
Çerçeveydi nigah nigah çehren
Bakan bir daha bakardı
Zümrüdün bir boyunda sille
Sille-i haşimdi elin elimde
Yıkılırdı yeryüzü, yansıyınca yüzün güneşe
Gittin çağ yetim, dergahlar kimsesiz kaldı.