Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çâre-sâz

Çâre-sâz
@Caresaz
Kendi halinde okur yazar
9 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Çâre-sâz
Bir kitabı okumaya başladı
Çocukluğun Keşfi
Çocukluğun KeşfiEbubekir Ertem
8.6/10 · 126 okunma
Reklam
%3 (20/544)
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk
6.8/10 · 6,7bin okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
Arsen Lüpen - Seçme Eserler
Arsen Lüpen - Seçme EserlerMaurice Leblanc
8.1/10 · 236 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
315 syf.
·
Puan vermedi
Yine bir yazar hayatının; kurgunun, satırların arasından size gösterdiği resme bakakalacağınız derinlikte olan bu kitapla mest oldum. Kundera Çekoslavakya’nın Brno şehrinde doğmuş, ülkesindeki rejimlere ters düşmesiyle komünist partiden ihraç edilmiş ve Fransa’ya göç etmiştir. Kitapta ise Çekoslavakya tarihi, Sovyetler Birliğinin bu ülkeyi işgalini, Prag Baharı, siyasi otorite ve geleneksellik ile ilgili konular işlenmiştir. Yalnızca bunlar da değil sıkıcı siyasi yahut tarih kitabı değildir tahliller, ilişki analizleri ve anlatım biçimi de okunmaya değer kılan diğer özelliklerinden. Yunan Mitolojisinin en acıklı kahramanı olan Oedipus’u Orhan Pamuk’tan sonra romanına en iyi kurgulamış ve sığdırmış diğer yazar Kundera oldu benim için. Kitaba başladığımda kurgu ve karakterlere karşı anlamsız bir önyargım olmasına karşın Kundera beni bu düşüncemden ötürü kötü hissettirmişti. O önyargılı olduğum kişiler, hayatların derininde yatanları görmek ve anlamak sebep olmuştu. En sevdiğim mesajı ise “ insanların ne istediğini bilmemesinin gayet doğal oluşu, hayatlarımızın prova hakkımız olmayışının, tek bir kere oluşunun altını çizmesinden etkilendim. Okuma zevkimi belirleyen en temel unsur olay örgüsünden ziyade: dili, derinliği, tasvirleri, betimlemeleri ve gözlemleri belirleyici oluyor. Eğer sizinle ortak kaygıları paylaşıyorsak siz de en az benim kadar keyifle okuyacaksınız diye düşünüyorum.Kısacası bırakın Kundera zihninizde bir yer bulsun kendine.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · İletişim Yayınları · 198610,4bin okunma
Reklam
528 syf.
·
Puan vermedi
Murathan Mungan’ı şiirleriyle tanıyordum. İlk defa bir romanını okudum. Kitabın kahramanı bir kadın ve bana göre o kahramanı tanımamızı sağlayan küçük bir kız çocuğu. Öyle üç kelimeyle geçilecek bir kız çocuğu değil ama yaşına rağmen kadınlar dünyasına çok hızlı bir giriş yapmış, çok bilmiş, bol sorular sorup kişiyi köşeye sıkıştıran, erkelerle aynı ortamda olduğunda onlarla genç kadınlar gibi flörtöz tavırlar takınan küçük bir kız çocuğu. Bu çok bilmiş küçük kızımız size bol empati yaptırıyor. Bir çok kadın tanıyorsunuz bu kitapta, eğitim farklılıkları olan, ideolojileri, zevkleri, hayatı algılayışlarıyla farklı kadınlara ve iç dünyalarına tanık oluyorsunuz. Gözleminin ve kaleminin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiği bir eser. İlk okuduğumda açıkçası küçük bir kız çocuğunu bu ironiyle anlatmasını biraz abartılı bulmuştum. Yüksek Topuklar’ı okuduktan sonra etrafınızdaki insanları gözlemlerseniz abartı olmadığını hatta bu mecrada küçücük kızları yetişkinler gibi giydirme furyasını, çocuklara büyüklerin rollerini vermeyi komik bulduğumuzu; daha da ileriye götürürsek komik bulduğumuz bu halleri ebeveynlerin ciddiye alıp eğitim olarak benimsemeleri sonucu kurgunlanmış fakat tam da hayatın içinden olan küçük kahramanımıza kızmaktan vazgeçip toplumu, kendimizi ve ebeveyn olma durumunu sorgulamaya başlayabilirsiniz.
Yüksek Topuklar
Yüksek TopuklarMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 20172,994 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Coelho bu kitapta karşımıza baş karakteri gerçekte olan ve yaşanmışı kurgulayan bir kitap. Yorumuma geçmeden önce kitabın karakteri tamamen kurgu olmuş olsaydı eğer kitaba bakış açım çok daha pozitif olabilirdi. Neden mi ? Casus Mata Hari travmalarından uzaklaşmak için neredeyse hayatının yarısını kaçarak geçirmiştir. Casus dediğime bakmayın
Casus
CasusPaulo Coelho · Can Yayınları · 20165,8bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap okunmayı en uzun zamandır bekleyen kitap olabilir sanırım ve okuduklarım arasında en geç kalmışlık hissine kapıldığım kitaplardan biri oldu. Şöyle ki lise döneminden beri filmini önerilerde bol bol görmüş olmama rağmen izlemedim. Kitabı önce okumayı tercih ettiğim için bu kadar zaman beklemiş bulundum. Oscar Schindler zengin bir iş insanıdır. Almanya’da emaye fabrikası açmak ister dalar istediği skalayı tutturamayınca Alman Nazi SS askerleriyle içli dışlı olmaya başlar. Henüz dünya ve Schindler için soykırım olmayan fakat yahudilere yapılan ayrım onu en başından beri rahatsız eder. Yahudileri çalıştırdıkları gettolara gidip eğlenmek ve onlarla içli dışlı olmakta hiçbir sakınca görmüyor kendisi. İlerleyen sayfalarda yahudileri gettolarda çalıştırıp oradan gaz odalarına oradan ölümlerine uzanan bu döngü alenen dikkatini çektiği anda başlıyor Oscar’ın mücadelesi. İşlettiği emaye fabrikası ve kıvrak zekası sayesinde kendi sermayesini feda SS Nazi subaylarına rüşvet olarak vererek kurtardığı tam 1.200 masum insanın hikayesini konu alıyor. Somut olarak kendimi Schidler’in yerine koyup uzun uzun düşünmemin yanı sıra tüylerim diken diken, ağlamaklı buldum kendimi. Bir yandan dünyanın unutmayacağı bir soykırım yaşanırken tek başına “ insan” olarak kalmayı başarabilmiş, bu uğurda gerçek anlamda elinden geleni fazlasıyla yapmış örnek alınması ve ilham olması gereken Schindler’in gerçekte var olan bu hikayesini ömrünüze sığdırmanızı isterdim.
Schindler'in Listesi
Schindler'in ListesiThomas Keneally · Ephesus Yayınları · 2015727 okunma
Çâre-sâz
2021 okuma hedefini güncelledi.
2021 OKUMA HEDEFİ
7/100 kitap - %7 tamamlandı
7 kitap okudu
100 kitap
2.703 sayfa
5 inceleme
0 alıntı
280 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Ağaç’ın Eğitimi arka kapakta yer alan açıklamasında Küçük Prens, Şeker portakalı tadında olduğundan bahsedince hiç kaçırmadım aldım. Konusu ve olayları anlatır bakımından en az Şeker Portakalı kadar etkili olduğunu düşünüyorum. Kitap Küçük Ağaç’ın dilinden aktarılıyor. Yani saf ve duru şekilde. Küçük Ağaç beş yaşında hem öksüz hem yetim
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Küçük Ağaç'ın EğitimiForrest Carter · Say Yayınları · 20218bin okunma
Reklam
476 syf.
·
Puan vermedi
“Vazonun yanında neden orada bıraktığını anlayamadığım yüzüğünü günler sonra gene orada gördüğümde seni severdim. “ Usulca sevmek nedir diye sorsalar Kara Kitap derdim. Galip baş kahraman, eşinin terkettiği Galip. Kitabın ilk başlarında aklımdan geçirdiğim bütün sorulara cevap bulduğum, hikayelerde ki bir örümceğin ördüğü ağlar gibi bağlar gördüğüm, sanki Orhan Pamuk’la kitabın sonunda tarif ettiği masalardan birinde muhabbet eder gibi okuduğum şahane bir eser. Orhan Pamuk bu kitapla size İstanbul’un sokaklarında güzel bir gezintiye çıkarıp, Galip’in ensesinde hissedip göremediği esrarlı kişiyi aynı tedirginlikle hissedip, gözleri aynaya her değdiğinde kendini görmeye çalışan Galip’ten o kadar çok etkileniyorsunuz ki, kitabın sonuna gelindiğinde aslında Kahramanı Galip olan Kara Kitab’ın hepimizin kendimiz olma serzenişini anlıyorsunuz. Kendini bulmaya çalışan bir insanla herkese dokunan bir kitap Kara Kitap. Bol okumalı günleriniz olsun
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
Gün boyunca ne zaman bir sıkıntıyla karşılaşsa, duygusuz, incelikten yoksun, hırslı ve böylelerinin hep olduğu gibi ‘kültürsüz’ kişilerin kabalıklarına ve acımasızlıklarına ne zaman katlanmak zorunda kalsa, “ Zaten, şimdi burada değilim ben!” diye düşünüyormuş.
Sayfa 177
Yaşlı gazeteci, kitabı o kadar çok sevmiş ki, bir süre önüne gelen herkese ondan söz etmiş, ama değil kendisi gibi ne emekler vererek o ciltleri Fransızca okuyup sevecek birini bulmak, heyecanını bile paylaşacak kimseye rastlayamamış.
Sayfa 177
128 syf.
10/10 puan verdi
Edgar Allan Poe Morgue Sokağı Cinayeti Polisiye-gerilim türünün ilk örneklerinden olan bu kitapta bir kaç hikayeden çok daha fazlası var. Karakterlerin hemen ölmeyi isteyecek kadar çaresizliğini okuyana da yaşatıyor. Kuyu ve Sarkaç hikayesinde ‘ korkunç şeyler görmekten çekindiğim için değil, ya görülecek bir şey yoksa diye korkuyordum’ cümlesinden de anlaşılıyor insanın dehşet içindeyken içine düştüğü o vehameti. Kitapta dikkatimi çeken bir diğer şey ise Dostoyevski’den izler bulmaktı. Daha doğrusu Dostoyevski’nin Edgar Allen Poe’dan etkilenmiş olması ihtimali. Betimlemeler ve hatta yer yer içinden geçenleri yazdığı günlüğün okuyucunun eline geçme ihtimaline karşın verdiği cevaplar dahi bana hep Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar kitabını anımsattı. Her hikayesi ayrı bir iz bırakıyor ve en başta dediğim gibi Polisiye-Gerilim türünde okumayı sevenler için şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap.
Morgue Sokağı Cinayeti
Morgue Sokağı CinayetiEdgar Allan Poe · Varlık Yayınları · 195414,5bin okunma
Gerçek her zaman bir kuyunun içinde değildir. Daha önemli bilgi alanlarına bakıyorum da onun hep yüzde olduğuna inanıyorum. Biz onu vadilerin derinliklerinde ararız, o ise dağların tepesindedir.
Sayfa 24
İnsan kendi mutlu olabilme imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ve önemli olan yaşanılan “an”dır. Onu ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.
Sayfa 85
Reklam