On hafta askerlik eğitimi gördük, bu süre içinde on yıllık okul hayatındakinden daha kesin bir biçime sokulduk. Parlatılmış bir düğmenin dört ciltlik bir Schopenhauer'dan daha önemli olduğunu öğrendik. Önce şaşkınlık, sonra öfke, nihayet umursamazlık içinde burada zekanın değil, ayakkabı, fırçasının, düşüncenin değil sistemin, hürriyetin değil talimin sözünün geçtiğini anladık.