Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reyhan

Bu gündelik bir yorgunluk değil, hayat yorgunluğuydu. Kimse onunla konuşmuyor kimse onu umursamıyordu. Belki de bir zamanlar kanatlarını açıp havada süzülürkenki özgürlüğünü hayal ederek karanlık bir kafeste oturun, tüyleri tarazlanmış iri ve boz bir kuş gibi öylece duruyordu.
Reklam
Ruhum da ağaç gibi çiçek açıyordu; insan, ruh ile bedenin aynı maddeden yapılmış olduğunu sezmekteydi.
"Bir şey değil, çok şey söylemek isterim size. Biz kültür kardeşleriyiz sizinle. Bazı uzak çıkarcı güçler ve bazı yanlış politikalar nedeniyle aralarına nifak tohumları atılmış iki kardeş kültür"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Cahiliye Devri; cahiller ordusunun, geçmişten gelen tüm değer ve birikimleri heder etme pahasına sürdürdüğü günlük çıkar ilişkisidir."
Her şey o kadar anormal ve yanlıştı ki sadece normal ve doğru olmak bile bir insanı kahraman yapabilirdi ama yine de kimse buna yeltenemiyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
"İlkel koşullardan modern zamanlara doğru yürümek gibiydi hayatımız"
" Zaten dünyayı erkekler bozar, savaş çıkarır, felaketlere neden olur, kadınlar ise hayatı devam ettirir, yaraları sararlar. "
"Köylüler, denizlerinin yavaş yavaş ölümünü izlemekten başka bir şey yapamıyorlardı. Üstüne bir de uzaklardan yabancı balıklar gelmişti. Yabancı insanlarla yabancı balıklar birbirine benziyordu. Hepsi yıkıcı, yok ediciydi."
İçinde hala acıyan bir yer vardı, ama iyi şeyler vaat eden bir acıydı bu, tamamen kapanmadan önce kabuk tutarken yanan yaralar gibi sıcak, ama yumuşak bir acı.
Bir gün Çok bunalırsan Denizin dibinde Yosunlara takılmış gibi Soluksuz Sakin unutma gökyüzüne bakmayı Gökyüzü senindir Gökyüzü herkesindir.
Reklam
Sıvı bir şehirdi İstanbul. Nehir gibi, deniz gibi, okyanus gibi sudan müteşekkil.
Sayfa 382Kitabı okudu
Annesi, çocukluğun insanın ayağını yerden kesip onu ötelere taşıyan büyük, mavi bir dalga olduğunu söylemişti bir keresinde ve tam bunun sonsuza dek süreceğini sandığın sırada da ortadan kaybolup giderdi o dalga. Ne arkasından koşabilirdin çocukluğun ne tutup getirebilirdin. Ama o dalga yok olmadan önce ardında bir armağan bırakırdı kıyıya- bir deniz kabuğu. Deniz kabuğunun içinde de çocukluğun bütün sesleri olurdu.
Sayfa 151 - Doğan KitapKitabı okudu
Utancının kendisinden daha uzun ömürlü olmasından korkuyor.
Burada sahiden bir parça bağımsız olarak senden uzaklaşabilmiştim, arka tarafı bir ayağın altında ezilmiş, ön tarafı koparak kenara doğru sürünmeye devam eden bir solucanı andırsa da.
Bütün hayvanlar eşittir Ama bazı hayvanlar Öbürlerinden daha eşittir
Sayfa 141Kitabı okudu