Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Keyfî Bir Okur

Keyfî Bir Okur
@ClariceStarling
Kitapları altını çizerek okuyan okur. Beğendiğim yerleri keyfim olunca topluca paylaşıyorum.
28 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
328 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Kitabın dili oldukça sade ve yazarın üslubu sevecen. Bir çırpıda okunabilen hoş bir kitap. Yazarın zaman zaman okucuyu ile konuşması, Tanzimat dönemi sanatçılarında olduğu gibi roman tekniğinin biraz zayıf olduğunu düşündürdü bana. Verdiği mesajlar içinde hoşuma gitmeyen kısımlar vardı. Elimizde olan şeylerle memnun olup şükretmemiz gerektiği fazlaca vurgulanıyor. Oysaki sınıf ayrımının yaygın olduğu ve zengin ile fakir arasında uçurumun olduğu bir ülkede yaşıyorsanız bundan rahatsızlık duyabilirsiniz. Kadınların küçük bir kız olduğu andan itibaren ev işleri ile ilgilenmek gibi görevleri yerine getirmeleri gerektiği, nazik ve zarif olmaları, diledikleri gibi özgürce davranmanın onlara yakışmayacağı öğretileri kitabın karakteri olan bu dört kız kardeşe de aşılanıyor. Kısacası kızların toplumsal kadın rolüne bürünmelerine şahit oluyorsunuz. Aralarında en çok Jo'yu sevdim. O kadar samimi bir karakterdi ki. Çalıkuşu'ndaki Feride karakterine benzettim onu. Karakterlerin kurgusu şahaneydi ve buna hiçbir sözüm yok. Hepsine ısındım ve hepsini çok özgün buldum. Okurken bir yuvanın sıcaklığını içimde hissettim. Genel olarak katılmadığım düşünceler barındırmasına rağmen okuduğuma pişman olmadım. Okumayı düşünenlere tavsiye ederim.
Küçük Kadınlar
Küçük KadınlarLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,5bin okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitabı okuduğunuzda bundan 400 sene öncesinde köleliğin ve ırkçılığın aşırı yaygın olduğu olgusu yüzünüze bir tokat gibi çarpıyor -ki bundan 100 sene öncesinde hala köleliğin olması ve günümüzde de ırkçılığın devam etmesi daha acı bir gerçek.- Kitaptan örnek: "Derisinin rengi tümüyle siyah değildi ama epeyce esmerdi: ancak Brezilyalıların Virginialıların ve öteki Amerikan kızılderililerinki gibi çirkin,sarı ve tiksindiri bir esmerlikte değildi..." Bundan ziyade Robinson'un 24 yılda yalnızlık çekmesi ve bir insan ile sohbet etmeye müthiş bir ihtiyaç duymasına rağmen Cuma ile tanıştığında ona kendisini "Robinson" diye değil de "Efendi" diye tanıtması, onu ilk andan itibaren kendisinin eşiti değil bir köle olarak görmesi, ona devamlı emirler "buyurması", güya ona medeniyet öğreterek ona büyük iyilik ediyor gibi görünmesi, Cuma'nın da köle olmaya efendisinin ayaklarını öpecek kadar dünden razı olması, beyaz adamları eğlendirmek için ayı ile oynaması ve daha nice birçok şey inanılmaz can sıkıcıydı ve Robinson karakterini bu sebeple sevmemin imkanı yoktu. Belki de yaşadığı yüzyılda toplum tarafından zencilerin asla beyaz adamlarla eşit olamayacağı toplum tarafından kendisine şartlandırılmış olduğu düşünülebilir fakat öyleyse bile ben bunu asla anlayamam ve anlayamayacağım.
Robinson Crusoe
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,9bin okunma