" Biz sana apaçık bir zaferi ihsan ettik ki, Allah önceden sana isnad olunan, sonradan sana istinad olunacak olan kusurları yargılasın, hakkında nimeti tamamlasın. Seni dosdoğru yola iletin ve sana şanlı, şerefli bir zafer versin."
(Fetih 1-3)
Yahudinin olmadığı yerde zaten genel bir huzur vardı.
Yahudi, bulunduğu yeri berbat ve perişan eden çıbandı...
Yahudi'yi dost bilen, Yahudiye güvenenler eninde sonunda bunu anlayacaklardı.
Yahudilerin genel karakteri, "ne zaman bir peygamber gelip de gönüllerinin hoşlanmadığı bir şey getirse, hemen dik kafalılık etmekti. Kibirlenmek, iman etmemekti. Bu yüzden peygamberlerin kimini yalanlamışlar, kimisini de öldürmekten çekinmemişlerdi.
Hz. Muhammed 'i de çekmeyeceklerdi.
Ona bile düşmanlık edeceklerdi.
Çünkü onlar,
Katı yürekliydiler.
İnatçı idiler.
Vefasızdılar.
Yalancıydılar.
Hâindirler.
Serkeş ve küstah idiler.
Mütecavizdiler.
Nankördürler. Eriştikleri nimetin kadrini bilmezlerdi.
Bu yüzden de lânetlenmişlerdi.
"İyilikle kötülük bir değildir. Sen kötülüğü en güzel şekilde sav. O zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün. Bu ancak sabredenlere vergidir."
(Fussilet,34-35)