Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurthan Kara

Tarih kendini tekrar etmez; yaratıcı olan her şeyde olduğu gibi tarihin de hayal gücü ve barındırdığı ihtimaller sınırsızdır. Ancak aynı zamanda sonsuza dek geçerli olacak bazı kanunları vardır ve insanlar bu kanunları görmezden geldiği ya da çarpıttığı için hep aynı olaylar yaşanır durur.
Reklam
Bizim tek bir prensibimiz var: Tanrı ancak kendi kendine faydası dokunabilen milletlerin yanındadır.
Savaş, barış sağlamak için yapılmaz, barışı kazanmak için yapılır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Propaganda dediğimiz şeyin bir sınırı olamaz. Ulaşmak istediğim kişinin kim olduğuna göre şekil değiştirebilmelidir.
27 Mayıs'tan sonra Yassıada mahkemeleri sırasında düşük iktidar mensuplarını suçlamada kullanılan olayların büyük bir kısmı, hemen o mahkemelerden bir kaç ay sonra başlayan parlamenter demokratik düzen içinde hemen hemen aynen görülmüştü. Hâlâ da görülmektedir. Bu duruma bakıp da, <<Neden iktidarlar kendilerinden evvelki iktidarların mahvolmalarına sebep olan olaylardan ders almazlar?>> diye sormamak, merak etmemek mümkün müdür?
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
"...Her neyse bu imparator, huyları bakımından gerçek düşüncelerini saklayan, düzenci, yüze gülücü, ağzı sıkı bir insandı. Gerçek görüşlerini örtmeyi çok iyi beceren ikiyüzlü bir kimseydi. Sevinç ya da üzüntü değil de durumlar gerektirdiği zaman hemen gözyaşı dökebilirdi. her zaman yalan söylerdi. Bu konuda dikkatsiz davranmaz, uyruklarıyla uğraşırken bile yalanlarını hem imzasıyla hem de en büyük yeminlerle onaylardı. Az önce yeminle inkar ettiği kusurlarını işkence altında açığa vuran tutsaklar gibi, yaptığı anlaşmaları da verdiği sözleri de kısa zamanda unutuverirdi. Hain bir dost ve yorulmaz bir düşman gibi kendini tutkuyla cinayet ve soyguna adadı. Aşırı derecede kavgacı ve saman altından su yürüten bir insandı. Kolayca şeytan işi yollara sürüklenir, ama doğru yolu izlemesi gerektiği konusundaki her öğüde karşı çıkardı. Alçakça düzenler kurmakta ve bunları uygulamakta eli çabuktu. İyilik yapmaktansa içgüdüyle uzak dururdu..."
Sayfa 44 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"[61] Benim için şunu hep aklında tut, bunu özellikle söylemeye devam edeceğim: sadece bugünküler alkışlasın ve onurlandırsın diye, şimdi yanında olanları düşünerek yazma. Hedefin sonsuzluk olsun; gelecek kuşaklar seni övsün. beklediğin mükafatı onlardan al. Onlar senin hakkında şunları desin: 'bu adam, özgür bir adammış; sözü de fikri de hürmüş. ne kimseye dalkavukluk etmiş ne de kulluk. Tümüyle hakikati yazmış.' aklı olan biri, böylesine bir övgüyü, geçici takdir edilme umutlarının üstünde tutacaktır."
"Yorgun düşmüş bir toplum, yalnızca zayıflığı yüzünden çöküşü deneyimlemez; hataları, yanılsamaları, gerçeği görmekteki başarısızlığı ve kaçırdığı fırsatlar yüzünden bu kadere mahkum olur."
"Her zaman iyi olmaya çalışan bir insan, iyi olmayan çok sayıda insanın arasında bir yıkıntı hâline gelecektir. Bu nedenle otorite kurmak isteyen bir prens nasıl iyi olunmayacağını öğrenmeli ve ihtiyaca bağlı olarak bu bilgiyi ya kullanmalı ya da onu kullanmaktan kaçınmalıdır."
"...orduyu seferber etmek için her türlü istidâdı yapıyoruz da, neden her köyde iyi bir mektep açmak, her köye yeni hayat, yeni harman makinesi vermek, mühim yolları bir an evvel açmak, uzak yerlerin mahsulâtını otomobillerle nakletmek için büyük himmetler gösteremiyoruz? acaba milletin fikren, iktisaden yükselmesi adalar'ı almaktan daha elzem mıdır? acaba bugünkü sermayenin iki-üç misli artması bir harp kazanmaktan daha kıymetsiz mıdır? bizim milletin yükselmesindeki ehemmiyete kavî imanımız olmadıkça her türlü siyasi muvaffakiyetlerin, buz üstüne yazılan yazıların geçici olacağına eminim..."
26 Ekim 1914Kitabı okudu
Reklam
"dinin, siyasete en yaldızlı şekilde alet edilmesi yüzünden memleketin iki defa battığını görmüş olan benim gibi bir adamın, din istismarcılarının zararı karşısında duyduğu heyecanlı hassasiyeti, vatandaşlarımın anlamasını isterim. bu hakkımdır..."
11 Ocak 1960, İnönü'nün Bilecik'teki konuşmasıKitabı okudu
"... şu kesin bir gerçek ki, Türk ve Tatar milletlerin nezdinde kadınlar çok itibar görüyor. onlar bir buyrultu yazdıklarında: 'sultanın ve hatunların emirleriyle' ifadesini mutlaka koyarlar! kadınların her biri bazı eyaletlerin idaresine ortaktır; büyük gelirlerin sahibidir. onlar hükümdarla beraber sefere çıkarlar, lakin kendi başlarına ayrı bir karargâhta beklerler..."
Sayfa 224Kitabı okudu
İç Siyasette Dalgalanmalar
"halkın en düşündürücü hali, onun susuşudur. eğer halk susuyorsa homurdanıyor demektir"
"... Atatürkçülük bir ilim ve bir heyecan sistemi olmaktan ziyade, bir ruh ve bir zihniyettir. bu ruh ve zihniyetin yapısı ise, his ve heyecandan ziyade, çağın akışına dayanır. milletin yaşadığı şartların, doğru değerlendirilmesine dayanır. geriye değil, ileriye, çağın ilkelerine yönelen, akıl ve mantık icaplarına uygun, bir dinamizme dayanır. bu, atatürk'ün fethedebildiği siperlerden bir adım geri atmadan, bir tanesini bile feda etmeden, çağın icaplarına ve hızına ayak uydurmak demektir. Atatürk'ün daha ilk günden başlayarak, daima <<her şey>> saydığı halk yararına yeni kanunlar, yeni organlar, yeni müesseseler peşinde koşmak demektir. işte Atatürkçülük budur. atatürkçülük, Atatürk'e dönüş demek değildir. Atatürkçülük, Atatürk'ün bıraktığı yerden, onu daha ileriye götürmektir ve bunun ölçüsü basittir: etrafımıza baktığımız, toplumun sesini dinlediğimiz ve ruhumuzun dileklerine kulak verdiğimiz zaman kendimizi, eğer hâlâ Atatürk'ün fethedebildiği sınırlar içinde buluyorsak, ondan sonra ilerlememişiz, hatta gerilemişiz demektir. eğer bulunduğumuz ve teneffüs ettiğimiz hava, onun bize sağladığından da geri ise, ona ihanet ettiğimizi düşünebiliriz..."
Sayfa 535 - 1969 baskısındaKitabı okudu
Başkalarını bilmek akıllılık, Kendini bilmek irfan sahibi olmaktır. Başkalarının üstesinden gelen iktidar sahibi, Kendisinin üstesinden gelen ise güç sahibidir. Neyin yeterli olduğunu bilmek zenginlik, Azimle yol almak irade sahibi olmaktır. Sahip olduğunu kaybetmemek kalıcı olmak, Ölüp unutulmamak uzun ömürlü olmaktır.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu