Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devrim

Devrim
@DEVRIMTIN
İzliyor, okuyor ve yazıyorum. Savrulmaktan kurtulamıyorum ama yaşamaya katlanmaya çabalıyorum. Ve buraya izlenimlerimi bırakıyorum.
222 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mine Söğüt'ün Kırmızı Zaman'ına Dair
Tek kelime ile: BÜYÜLEYİCİYDİ! Okuduğum en güzel romanlardan biriydi. Mine Söğüt'ün dilinden şahane, edebi zevki doruklarda, büyük keyifli bir roman okudum. Zaman Dayı, Halat, Hüsran, Botan ve Leon'un, dehlizde birleşen hikayelerini okumak, her sayfayı büyük bir merak ve keyifle çevirmeme sebep oldu. Mine Söğüt'ün yaratıcılığına, hikaye anlatımına hayran oldum. Süperdi, süper!
Kırmızı Zaman
Kırmızı ZamanMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20191,801 okunma
Reklam
168 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Bağlılıklarını sonsuz dürüstlükteymiş gibi yaşıyorlar ama yüreklerinde aşklarına dair derin şüpheler var. Aynı anda iki kişi de aşkla sevilebilirmiş gibi bir yanılgı sonunda şüpheden yaralı halde baş başa kalıyorlar.
Sürgünler
SürgünlerJames Joyce · İthaki Yayınları · 2023243 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Yaşar Kemal bu kitapta şehirlerle insanları anlatıyor, şehirlerin güzel yerlerine ve efsanelerine değiniyor. Gezip görürken bir yandan da yurdun fukarasına da ses oluyor. Kitap sıcak, samimi bir sohbet havasında ilerliyor. Bu yüzden okuması kolay ve zevkliydi. Yazıldığı dönemin insanlarına, şehirlerin portrelerine şahit olmak da bir o kadar keyifliydi. Okurken her şey gözümün önünde canlandı, tüm o şehirler ve insanlara şahit oldum sanki. Çukurova Yana Yana yazısında önceden bataklık, çukur olan ama bereketli topraklara sahip Çukurova'nın daha sonra çukurlarının kuruyup toprağın işçi değil de traktörlerle sürülmesinden dolayı işsiz kalan insanların sıkıntılarından dem vuruyor. Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün yazısında Urfa'dan söz açıyor. Urfa'nın Ceylanpınarı çiftliğinde geçirdiği yedi günü anlatıyor. Orada işçilerle birlikte traktör sürüyor, onlar gibi yiyip onlar gibi uyuyor. Peri Bacaları yazısında Kayseri ve Nevşehir arasındaki gezilerini anlatıyor. Bu iki şehir arasında dolaşırken efsaneler, periler arıyor. Süngerciler beni en çok etkileyen yazı oldu. Bu metinde Bodrum'da süngercilik yapan insanları anlatıyor. Onların denizle olan ilişkilerini, denizin onlardan alıp verdiği her şeyi bütün gerçekliğiyle yazmış Yaşar Kemal. Geriye kalan yazılarda şehir kahvehanelerinde şahit olduklarını yazıyor, orada gördüğü insanları, köyden şehre inmiş insanların hayatlarının pek de iç açıcı olmayan durumlarını okurlara aktarıyor. Kitap, Ağrı ve Antep’e atanan iki öğretmenin hikayesini anlatarak son buluyor.
Peri Bacaları
Peri BacalarıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2018739 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Roman, çöplük olarak kullanılan bir bölgeye yerleştirilen konduların ve bu konduları yıkmak isteyen yıkımcıların otuz yedi günlük kavgasıyla başlıyor. Daha sonra bu konduların bölgeye yerleşmesine, kondu bölgesinin adının orada yaşayanlar tarafından ''Savaştepe'' ancak görevliler tarafından ''Çiçeklitepe''
Berci Kristin Çöp Masalları
Berci Kristin Çöp MasallarıLatife Tekin · Can Yayınları · 20181,716 okunma
178 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Pazarlamanın 8P'sine 9'uncu bir P ekliyor Godin; PURPLE COW yani MOR İNEK. "Farklı olmanın nasıl ve niçinini anlatmak" için yazdığı bu kitapta eğer bi ürün sıradan ineklere benziyorsa tüketiciler ürünü umursamayacak, görmezden gelecektir. Eğer görülmek, dikkat çekmek istiyorsan ürününle mor bir inek yaratmalısın. Eski kural, "Güvenli, sıradan ürünler yarat, onları ustalıkla pazarla," iken artık yeni bir kural var: Farklı ürünler yarat, doğru insanlar arar bulur. Peki bu doğru insanlar kim?Godin bu insanlara HAPŞIRIKÇILAR diyor. Kısaca sevdigi ürünü eşe dosta anlatan kişiler bunlar. Aynı zamanda otaku sahibi kişiler. (Otaku Japonca bir kelime, hobiden biraz fazla ama saplantıdan biraz hafif bir şeyi ifade ediyor.) Herkese yönelik reklâmlar değil ilk benimseyenlere (hapşırıkçılar ilk benimseyenlerden çıkıyor) yönelik reklâmlar yap. Ama artık reklamlar gücünü yitirdi, TV güçsüz, tüketiciler buralarda ürünü görmezden geliyor, ambalajınla ve farklılıklarınla hapşırıkçılara hitap et, SİVRİLEŞ, FARKLI OL, RİSK AL! Ürünü seven ve gerçekten ilgilenen, başkalarına anlatma potansiyeli olan insanlarla empati kur, onların zihnine gir, diye de öneride bulunuyor. Kitap üretici ve pazarlamacıların mutlaka okuması gereken bir kitap.
Mor İnek
Mor İnekSeth Godin · Elma Yayınevi · 20051,023 okunma
Reklam
192 syf.
2/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitap bir annenin Ege Denizi'nde boğulmuş oğluna mektuplarını içeriyor ama bu mektupların içeriği yas duygusunu bana hissettiremedi çünkü birbirinden bağımsız konular hakkında konuştuğu mektuplarda duygu çok az vardı. Belki yeni şeyler öğrenen bir annenin artık hayatında bunları paylaşacak kimsesi, bir oğlu, olmadığı için konuşma, paylaşma ihtiyacıyla bu mektupların konuları böyle değişik ve dağınık olabilir diye düşündüm, yine de hoşuma gitmedi ve çok sıkıldım okurken, mektup roman zevkini hissettiremedi. Zaten yazarın ön sözünde bahsettiği gibi derdi de farklı bir roman mektup tarzı denemekmiş. Öznel bir yargı olarak ben bu tarzı beğenmedim, duyguyu okura geçirmediğini ve okuma hazzını vermediğini düşünüyorum. Kısaca benim için sıkıcı ve hayal kırıklığı bir okuma deneyimi oldu.
Bayan Caldwell Oğluyla Konuşuyor
Bayan Caldwell Oğluyla KonuşuyorCamilo Jose Cela · Olvido Kitap · 202273 okunma
75 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Ali İpek'in dili beni kendine çekti, derin ve akıcı bir anlatımı var, ikisinin bir arada olması çok hoşuma gitti, diğer kitaplarıyla da buluşmak isteğindeyim. Kitap yetmiş beş sayfa olduğu için iki oturuşta hatta bazıları için tek oturuşta okunabiliyor. Kitabın ne anlattığına, benim izlenimlerime, gelecek olursam: Nurgül ve Muhlis'in kasabadan sessizce, kaçarak ayrılacakları gün ölen Süleyman'ın cenazesinde içi para dolu zarfı kaybetmesiyle gerçekler ne yalanlar ne fark edeceği bir süreç başlıyor. Muhlis, zarfı Süleyman'ı mezarın içine bırakırken oraya düşürdüğünü sanıyor. Zarfa ulaşmak isterken Körekim kasabasının hikayesi diye üç kişiden üç farklı hikaye dinliyoruz ve bu üç farklı hikayeyi Muhlis'in fark etme evreleri olarak düşündüm; ilk anlatışta aşka ve kavuşamamaya bir isyan varken ikinci anlatışta küçük ayak parmağındaki kına ve terlik detayıyla tüm gerçeği fark ediyor Muhlis, aslında kullanıldığını, ikinci plan olduğunu ve bir yol olarak görüldüğünü anlıyor. Üçüncü ve son anlatıda Muhlis'in durumuyla Ekrem'in durumunun çarpıştığını düşündüm, kaybedilen uzuv, ansızın gelen aşk ve bir yerlerde bekleyen ölümle arasında bağlantılar kurdum. Kitap Muhlis'in "Gidelim buralardan." diyen Nurgül'e söyleyemediklerini okumamızla başlıyor ve öyle de bitiyor, yani söyleyemedikleri, sustuklarıyla. Muhlis, "Tek dayanağım suskunluğum." Diyor, susmayı sığınak gibi görüyor oysaki susması içten içe yiyor onu, en büyük zararı veriyor, hayatını alt üst ediyor diyebilirim, bir yalanı, aldanmayı yaşamaya kendini mecbur bırakıyor.
Gidelim Buralardan Muhlis
Gidelim Buralardan MuhlisAli İpek · İletişim Yayınevi · 0260 okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Bir Yas Kitabı
"Bugün de mezarının başı ucundayım." İlk cümlesi ile başlayan bu kitap bir yas kitabı. Yüz yirmi yedi sayfa gibi kısa bir sayfa sayısı olmasına rağmen on bir günde okuyabilmemi de içindeki güçlü yas duygusuna bağlıyorum çünkü Cengiz Dağcı, sevgili eşinin ölümüyle yaşadığı zor duyguları, sessizlik ve yalnızlığı, her şeye rağmen yaşamın devam edişinin hüznünü günler altında yazarken aslında bir o kadar da dile dökülemeyen, ifadesi olmayan duyguları da hissediyorsunuz.
Regina
ReginaCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2020189 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Empedokles'in Dostları üzerine deneyimlerim
Kitabın ütopya mı distopya mı desem bilemeyeceğim ama ütopya demek istediğim atmosferi, Empedokles'in Dostları denilen "ulus"un gizemi ve Alec ile Agam arasındaki dostluk ile Éve arasında başlayıp gelişen aşkın sürecini sevdim, ilgimi çekti. Olayların ilerleyişi, neler olacak merakımla beş günde bitirebildim. Bir buçuk senedir okuma yorgunluğu ve tembelliği çeken benim için bu bir gelişme. Kitabı Sleep Dealer'ın Confession albümünü dinleyerek okudum, şarkılarla kitap birbirini tamamladı gibi hissettim. music.youtube.com/playlist?list=O... Küçük bir kitap konusu bırakacağım. Antioche adası durgun yaşam akıntısında devam ederken bir gün iletişim araçları ve elektrik kesilmesiyle adanın iki sakininden biri olan Alec, devam edecek günlerin değer ve önemini öngörerek bir günlük tutmaya başlar. Bu günlüğe her gün olan önemli gelişmeleri yazmaya başlar. Adanın iki sakininden diğeri de yazar olan Éve'dir. Nükleer bir saldırı sonucu her şeyin kesintiye uğradığı sanılsa da gerçekler günden güne açığa çıkar. Kendilerine Empedokles'in Dostları diyen ve süper güç olan Amerika Birleşik Devleti'nin ve dünyanın düzenini değiştirmeye ve benim anladığım kadarıyla insanlığı savaşlardan, savaş aletlerinden, nükleer tehlikelerden, vahşetten, terörden yani tüm tehlikelerden kurtarmaya, insanlığı kendileri gibi yükseltmek isteyen bir "ulus" ortaya çıkmıştır. ABD ve Ada halkı ise bu "ulus" karşısında korkular ve yayılan uydurmalar içindedir. Alec, bu süreçte yaşananları günlüğüne günbegün not tutar, bu süreçte kendi hayatında gerçekleşen yeni gelişmeler ve değişimlere de şahit oluruz.
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,2bin okunma