Herkese yeryüzünde oynıyacağı rolü dağıtan bu
İlâhî hikmettir. «Hatırla ki —der— uzun veyahut kısa
bir piyeste müelllifin sana verdiği rolü oymyacak biı
aktörsün. Eğer senin bir dilenci rolü oynamanı
istiyorsa elinden geldiği kadar iyi oynaman lâzımdır.
Eğer bir topal yahut bir prens veyahut bir prens
veyahut ayaktakımından birinin rolünü oynamanı
isterse yine başka türlü hareket edecek değilsin! İlâhi
hikmet zekâ; ilim, nizam ve akıldır. Epiktetos insanın
her hususta onun marifetine bağlanmasını ister.
«Hadiselerin dilediğin şekilde gelmesini bekleme.
Nasıl geliyorlarsa öyle gelmelerini iste, böylece dai-
ma bahtiyar olursun!»
Eğer ilâhlar vasilik etmek üzere sana
bir yetim verselerdi, ona itina eder ve bu kadar
kıymetli bir emanetin bozulmasına meydan vermez-
din. Halbuki vasilik etmek üzere seni sana verdiler.
Sana dediler ki: Seni daha sadık, daha şefkatli bir
velinin ellerine veremezdik. Bu evlâdı tabiatı icabı
nasılsa öylece koru. Onu bütün saffetiyle, sadakatiy-
le, asaletiyle, cesaretiyle her türlü ihtiras ve bulanık-
tan uzak bulundurarak koru!» Halbuki sen kendi
kendini ihmal ediyorsun! Ne vefasızlık, ne cinayet!
Yazar gerçekten okuyucuyu içine çekmiş
Betimlemeler çok ustaca ve sizi okurken dünyadan koparıp dikkati tamamen kitapda topluyor diyaloglar çok akıcı polisiye roman pek okuduğum tür değildir ama gerçekten okuduğuma değdi.