Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Denizkitap

Denizkitap
@Denizkitapp
Böyledir yaşam Düşersin yedi kez Kalkarsın sekiz kez.
Kötülüğü dile getirmeyi bilmiyoruz artık. Bildiğimiz tek şey, insan hakları söylemini bağıra bağıra tekrarlamak; dindar, zayıf, gereksiz, ikiyüzlü, iyiliğin doğal çekimine olan aydınlıkçı insanca ve insan ilişkilerinin idealliğine dayanan bir söylem. Oysa kötülüğe kötülükle karşılık vermekten başka çıkar yol yoktur.
Reklam
Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. "Varım, buradayım" değil; "Görülüyorum, bir imajım, bak bana bak!" Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışa dönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.
En kötü olan şey kanserde metastaz, politikada fanatizm, biyoloji alanında zehirlilik ve enformasyon alanında dedikodudur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Empati, affetmenin alet çantasında bulunan çok önemli bir araçtır ve düşman için bile sevginin kapısını açar.
Affetmek, teslim olmakla aynı şey değildir. Affetmeyi öğrendiğinizde mağdur olmazsınız. Tam tersi, mağdur olmaya son verirsiniz. Kin tutan bir insan kendi kendinin kurbanı olurken, siz nefret karşısında bir zafer kazanırsınız.
Reklam
Ne kadar doğru
İntikamcı bir yürek, kötü kokulu nefes gibidir; yanında durmak katlanılmaz derecede zordur. İçinde öfke taşıyan bir insanı, yanına gittiğinizde hemen hissedebilirsiniz. Öfke, yanına yaklaşmak istemeyeceğiniz kötü bir koku gibidir.
Affedemeyeceğiniz yara ne kadar büyük olursa, ödeyeceğiniz bedel ve zihninizi meşgul etmesi de o kadar fazla olur.
Affetmek, kin tutmaktan veya intikam peşinde koşmaktan çok daha sağlıklı bir davranış. Affetmeyi öğrenmek, yaşamınızı, fiziksel ve ruhsal sağlığınızı geliştirmek için atacağınız adımların başlarında geliyor. Daha da ötesi, fiyatı da makul: Bedava.
Herkes düşünce sahibidir; hem de gereğinden fazla. Önemli olan çözümlemenin şiirsel özgünlüğüdür.
Roman yaşamla arasındaki kaçınılmaz benzerlikler bakımından değil, daha çok, kendisini yaşamdan ayıran ölçüsüz farklılıklar bakımından bir sanat yapıtıdır.
Reklam
Gerçek, yanılsama içinde kaybolmaz; bütünsel gerçeklik içinde kaybolan, yanılsamadır.
Bir Buddha koanı şöyle der: Usta, öğrencinin başını uzun zaman suyun altında tutar; yavaş yavaş su kabarcıkları seyrekleşir; son anda, usta öğrenciyi çıkarıp yeniden canlan­dırır: gerçeği, havayı istediğin gibi istediğin zaman, evet, işte o zaman bileceksin onun ne olduğunu.
Dilimle gizlediğimi bedenim söyler. Bildirimi dilediğim gibi biçimlendirebilirim, sesimi biçimlendiremem. Sesimden, söylediği ne olursa olsun, öteki ‘bende birşeyler olduğunu’ anlayacaktır. Yalancıyım (geçiştirme nedeniyle), oyuncu değil. Bedenim inatçı bir çocuktur, dilim çok uygar bir olgun kişi.
Ah, bildiğimi herkes bilebilir, yüreğimse bir bende var. Siz beni gitmek istemediğim yerde bekliyorsunuz: siz beni olmadığım yerde seviyorsunuz.
bir gün, başıma geleni anlarım: sevilmediğim için acı çektiğimi sanıyordum, oysa sevildiğimi sandığım için acı çekiyormuşum; hem sevilip hep bırakıldığıma inanmanın karmaşası içinde yaşıyordum.
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.