Birbirimizi sevmek zorunda olmamak harika bir şey, birbirimizi anlamak inisiyatifinde bulunmak yüce bir şey ve birbirimizin birbirimize hiç de benzemeyen taraflarını olduğu gibi kabul etmek yani çaba sarf etmek ... İşte bu tarifsiz bir şey ...
Yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat daha büyük gösteren bir ayna görevi gördüler. Bu ayna sihirliydi ve bu aynanın muhteşem bir yansıtma gücü vardı...
Tertuliano Máximo Afonso da biraz cesur, birazsa korkaktır, filmlerdeki yenilmez kahramanlarla alakası yoktur, ama gece yarısında şatonun zindanının kapısının gıcırtısını duyup donuna işeyen ödleklerden de değildir .
Martin Eden hayatında kendi için hayatta kalan, derdi tasası olsa bile buna çok kafa yormayan bir delikanlı. Ve bir gün hayal ettiği ama asla bulacağını düşünmediği bir kızla tanışır. Bir kadının gülüşüyle sarhoş olur; o zaman karar vermiştir bile , kız için ona olan aşkı için yüksek mertebeye çıkma isteği duyar. Hayatında çalışmadığı, kapasitesinin yetmeyeceğini düşündüğü her kitabı adamakıllı okuyup araştırır...
Daha fazla anlatıp kitabı buraya yazma gibi bir niyetim yok :D.
Kısacası önce aşkı için sonra da kendi kurtuluşu için çalışan Martin Eden 'in , sonunda gözleri açılır, içine dahil olmak istediği burjuva toplumunun iç yüzünü anlar ve yaşamak için nedeni kalmaz. İntiharı, bireyciliğin yenilgisidir.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma